Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Ekranın zor gecelerinden biri de salı gecesi

Çözmekte hayli zorlandığımız Pazartesi probleminin ardından bir de Salı problemi çıktı başımıza… Daha Pazartesi gününden izleyemediklerimiz bir kenarda dururken bir de Salı gününden biriken dizilerimizle bizim sonumuz ne olacak dersiniz?… Bu hafta yarışa katılan Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, erken başlayarak akıllıca bir hamle yapan Hayat Şarkısı, mizah biçimiyle Ulan İstanbul seyircilerinin favorisi Familya, sıcak ve naif bir hikayeye sahip olan Gülümse Yeter ve de her sezon olduğu gibi kendisini izlettirmeden rahat etmeyen O Ses Türkiye… İnsan oturup kara kara düşünse yeri yani… 

Tüm diziler arasında devrim yaratmış olan favori dizimle başlayayım öyleyse; Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz… Hep söylerim; jenerik, bir dizinin kalbidir. İnsanlar o kanalı açtıklarında ilk duyacakları melodi onları o kanala bağlamalıdır… Dizi demek yalnızca başrol oyuncuları demek değildir çünkü… EDHO bunu gereğinden de fazlasıyla kanıtladı bence. Başlayacak dendiğinde, Kurtlar Vadisi’nin sıkı takipçisi olan babama “Çakır’ın yeni dizisi başlıyormuş!” diye koştuğumu söylemeliyim. İlk bölümün yayınlanacağı akşam çayımı, çerezimi herşeyi hazır edip, tüm ailemi de televizyon başına esir edip oturttum. Saat tam 8’de jenerik girdi.

Sene 341 mevsime uydum

Sebep oldu şeytan, bir cana kıydım

Katil defterine adımı koydum

Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz…

Daha şarkı bile insanı heyecanlandırmaya yetmişti ve de jeneriğin akışı çok iyiydi… Oyuncular zaten cabası. Türkiye’de yan rollerin önemsenmediği acı bir gerçek. Dizi severler genelde başrollere üzülür, başrollere sevinir, başroller için izlerler ama EDHO’da tüm Çakırbeyli ailesi başlı başına başrol… Hızır, Meryem, İlyas, Alparslan, Hızır’ın annesi Hayriye… Hatta Çakırbeyli ailesinin yanı sıra Hızır’ın adamları, eniştesi, Şahin Ağa ve Lütfiye… Hepsi birer fenomen olacak nitelikte oyuncular. Dizinin içinde hem inceden mizah, hem aksiyon, hem devlet, hem mafya, hem aşk, hem kadın ittifakı; ne ararsak var… Bu kadar reyting alması da işin kalitesinin sonucu. Bahadır Özdener ülkedeki en iyi senaristlerden biri. Onur Tan ile beraber öyle bir dünya kurdular ki bize, tüm hafta boyunca izleyeceğim saati iple çekiyorum. İlk sezon “ikinci kadın” olayı dışında herşey üstün bir başarıyla işlendi. Dramı da aksiyonu da iyiydi. Çakırbeyli ailesinin erkeklerini klasik acımasız mafya babalarından ayıran şey ise aşklarını dibine kadar yaşamaları ve onların da tıpkı diğer insanlar gibi acılarını sonuna kadar çekmeleriydi. Özellikle ilk sezondan hafızamda kalan birkaç sahne var ki, hala tekrar tekrar açıp izliyorum… Birincisi Alparslan’ın Özlem’i kaybettiği ve ağlayarak duşun altına girdiği sahne, ikincisi İlyas’ın vurulduğu sahne, üçüncüsü ise eniştenin Civciv’e bebeğini vermek için karısını ikna etmeye çalıştığı sahne… Hiçbir bölüm zorlama olmadan, tıkanmadan gitti EDHO’da. İkinci sezonun ilk bölümüne ise öyle harika hazırlanmışlardı ki reyting listesindeki yeri daha bölümün yarısında iken bile belliydi. Özellikle tüm ülkenin korkuyla hatırladığı darbe girişimini anlatmaları dizinin hayal ürünü değil, gerçeklerle birebir bağlantılı olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu yüzden Çakırbeyli ailesi herhangi bir dizi karakteri gibi değil de sanki gerçekten var olan bir reality show gibi… 

Tüm bu sebeplerden dolayı önüne hangi dizi gelirse gelsin EDHO’yu reyting yarışında geçebileceğini sanmıyorum. Herşey o kadar iyi ve o kadar yerli yerinde ki; Salı akşamı yayınlanan diğer dizilerin ve programların, ikinciliği birincilik olarak görüp, listede ikinciliğe yerleştiklerinde sevinmeleri gerektiğini düşünüyorum. 

1 2
Gülşah Şençiçek​
10/10/2016 11:25
YORUMLAR




DİĞER HABERLER