Dün akşam yayınlanan altıncı bölüm sabırlı Gecenin Kraliçesi takipçileri için adeta bir ödül niteliğindeydi. Beş  hafta boyunca ne izlediğimizi anlamadığımız, bazen inanmakta zorlandığımız aşk hikayesi; kötü mü iyi mi olduğunu kestiremediğimiz Aziz ve daha birçok cevapsız sorunun karşılığını aldık. Beklediğimize değdi ve gerçekten çok keyifli bir bölümdü. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Eğer şimdiye kadar izlemediyseniz, 1, 2 ve 6. bölümleri izleyip devam edebilirsiniz.

Geçen bölümün sonunda Aziz ve Selin yüzleşmesinde kalmıştık. Aziz gelinliği Selin’e gösterip ya düğün ya ölüm dedi kısaca. Selin ise Aziz’den korkmadığını bir kere daha söylese de Kartal’ın canından korktuğu için Aziz’e döndü. Selin’in bu pervasız tarafını seviyorum. Daha da çok görmek isterdim. Aziz’e kafa tutması hem bizim için sürpriz hem de Aziz için. Etrafındaki herkesin biat ettiği Aziz’in en büyük çaresizliği Selin.

Aziz Selin’le meşgulken polisler de Fırat’ın katilini aramakla meşgulduler ki gelip ilk şüpheli olarak Aziz ve Kartal’ı emniyete aldılar. Yalnız bu kısım biraz saçmaydı bence; emniyet neden deli gibi Fırat’ın katilini arasın; çöplükte yaşayan bir meczup. Ailece karakola döküldüler. Bu arada da fırsattan istifade Kartal herkes karakoldayken eve tüyüp Selini’ aldı ve vınnn! Olley be dedim, sonunda. Sizin aşkınıza pek inanmasam da, kaçabileceğinizi pek de düşünmesem de ikinizin gözlerinizi birbirinize monçiçi gibi dikip hüzünlenmenize dayanamıyorum. Madem seviyorsunuz, kaçın gidin; ardınızdan da yansın ulan bu dünya.

Ne talihsizliktir ki, Aziz’in karakoldaki işi pek uzun sürmedi. Kartal’ı karakolda göremeyince hemen eve koştu. Boş dolapların sana bir mesajı var Aziz; bakalım kimseye çaktırmadan nasıl kuşları yakalayıp tekrar kafesine tıkacaksın. Tabii Esra Kartal’ı göremeyince yine delirdi. Acaba toplam altı bölüm özetinde ‘Esra’nın delirmesini’ kaç kere yaşadık?  Esra gerçekten tam bir histerik  manyak ve ben her bölümde daha çok hayran oluyorum; hem karaktere hem Funda Eryiğit’e. Esra sinirlenince bunun tek bir sebebi oluyor; Kartal. Ve konu Kartal’sa kesinlikle hiç kimseyi ve hiçbir şeyi takmıyor. Onu da bunun için seviyoruz. Babasına hemen postasını koydu ve “Etrafına bir bak, neye dokunsan kül ediyorsun,” diye çıkıştı. Yedi tabii okkalı bir tokat ama önemli değil, Aziz’den korkmuyor ya bu yeter zaten Aziz’e.  Kartal cinayet işinden tırsıp kaçtı sanıyor ya bir de, safım benim. Hele sen bi herşeyi öğren asıl o zaman delirmecelerin başkenti olacaksın cnm ^.^  

Her insanın Emre gibi bir dostu olmalı. “Demirden korksak trene binmezdik, Çelik’ten korksak kasedini almazdık” . Hem komik hem de kullanışlı. Kartal’la Selin’e kaçmak için yardım etti. Aziz deli gibi kaçakları ararken nasıl oldu da Emre’yi takip etmek aklına gelmedi. Bir de şu var; dizi evreninde kaçakları alacak tekne hep yarın akşam gelir ve yarın akşama kadar geçen sürede de bir yıla sığdıramayacağınız aksiyonların hepsi olur. O yalnız tekne de yolcuları olmadan limandan uzaklara doğru yol alır.