Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
"BÖÖHH!!”
Sezon: 1 Bölüm: 5

image

Hikaye tam kıvamına gelmeye başladı. Üç ve dördüncü bölümlerdeki dağınıklık yerini dengeye bıraktı. Benim şu an için kusurlu bulduğum tek şey müzikler. Seyirciyi yakalayamama noktasında, yani hikayenin bizden olduğuna inandırma noktasında müzikler bütün algıyı baltalıyor. Yıldıray Gürgen bir an önce bir çare bulmalı. İntikam hikayesindeki mafya kültürü italyan esintili olabilir ama tam olarak yerelleşmesinin önündeki tek engel total izleyiciyi cezbedecek yerel motiflerin her tınısında yer aldığı yerli müzik kullanımının es geçilmesi. Geçen haftaki mezarlık sahnesi ve bu haftaki Namık’ın uçurum kenarı sahnesi hakikaten çok iyiydi. Görselliği bir yana karakterlerin duygularının geçişini çok iyi yansıttı. Teknik ekibin emeğine yüreğine sağlık. (Yazar burda blue box sekansına ”nazarlık” gözüyle bakıyor.)

  -Sen çok tehlikeli bir çocuksun Yiğit.  -Kendimi yedirmem Nihat Bey. Sadece o zaman tehlikeli olurum!

Yiğit: Adım adım yürüttüğü intikam planının meyvelerini toplamaya başladı. Yiğit her şeyi akıllıca yapmaya çalışıyor ama önüne çıkacak virajlar onu yanlış kararlar almaya da zorlayacaktır. Hatta yanlış yapmaya da başladı bile. Annesini klinikten alarak eve getirmesi kadının iyileşme sürecine büyük bir sekte vurmuş bile olabilir. Namık’ı ölüme zorlaması gri taraftan karanlık tarafa geçişinde ince bir adım oldu sanki. Kübra’yı kandırması da karanlık maskeler taktığının en büyük habercisi. Sadullah’a bilendikçe flörtün dozunu yükseltmesi Kübra’yla aşamalar katetmesine sebep oldu. Sen plan yaparken hayat da planlarını devreye sokar Yiğitoğlan! İntikam hevesiyle Kübra’nın canını yakman senin de canını yakacak maalesef. Bundan kaçışın yok. Gül ile müttefik olmayı kesmek Yiğit’in en büyük hatalarından olur bence. Yiğit flörtöz bir adam ve Sibel’e de dolu dizgin yürüyor lakin Emir ile olan geçmişini duyduğu an nasıl bir yol izler o da bilinmez. Kübra’yı intikam için kullanışı vicdanının duvarlarına çarpıp geri dönecek mi o da muamma.  Yiğit o kadar gri duruyor ki şu an, zifiri karanlığa yürüyüşünü görmemize rağmen o kulaklarını tırmalayan vicdanını nereye koyacak merakla bekliyorum. Nihat’dan da büyüğü olduğunu duydu ya oraya da göz diker mi acaba? Allahım nasıl deli fişek bir karakter bu? Ne yapacağını kestirmek kesinlikle imkansız. Bir sonraki adımı ne olur zerre tahmin edemiyorum.

Eski aşkıyla balkonda sobelenen Emir bakışı.

Emir: Yavru ceylan ne kadar iyi kalpli yahu. Emir’i sevmemek resmen mümkün değil.  ”Canıım ne kadar da temiz ve saf,” diyoruz ama Emir’in de hırslı olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Hasan’ın genlerini taşıyor olabilir lakin Zeliha’nın  baskın genleri Emir’de de gözle görülen etkide. Mete’nin babasının yanında canını dişine takarak çalışması da bunun göstergesi. Mete’nin babası çaylaklığına bakmadan Emir’i büyük bir davaya sokuyor ama sanki o dava Emir’in o bembeyazlığını gölgeleyecekmiş gibi geldi bana. Sinir krizi geçiren annesinin başındaki çaresizliği hangimizin ciğerini yakmadı ki? Emir’in Yiğit’in üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanması mutlaka ŞART! Emir Yiğit’in fren aksamı olmalı kesinlikle. Yiğit at koştursun, Emir dünyadan habersiz işkolik olsun şeklinde bir  işleyiş kardeşlik motivasyonlarını dinamitler. Onlar birbirlerine ”Bak birader,” diyerek her zaman ayar vermeli. Yiğit o freni boşaltıp gümbür gümbür gelmeye devam ederse, Emir’in fren olma hali zayıflarsa ne olursa olsun sırt sırta vermeliler formülü çabuk patlar. Onların dövüşmeleri saman alevi olmalı, köprüler yakılmamalı asla. Emir’in abisine hem çok güvenip hem güvenmemesi çok güzel çünkü. Emir’in Yiğit dengesi kesinlikle aksamamalı.

 ”Evlenmeden birlikte yaşamak istiyor! E ne yapacaksın şimdi annecim, bütün planların suya mı düştü!”

Sibel: Kızımız Bora Tunalı için Emir’i dehlediğine bin pişman oldu bile. Annenin terelelli olduğunu bilmiyor musun sen ayol?Onun lafıyla aşık Emir’i yıktın geçtin de ne oldu? Bütün hayaller Eminönü oluverdi bak. Bora’nın Sibel ile sahiden hayatını birleştirmek istediğine inananan kaç şapşiğiz arkadaşlar? Yalan yok ben en başta zengin bebesi olmasına rağmen düzgün bir çocuk olduğunu düşünmüştüm. Gerçi neye göre düzgünlük? Bir kaç kere dolaşıp gezince iki-üç aya nikah yapmasını istemek de yamukluk değil mi sanki? İşta baştan niyetler sakil olunca ameller de böyle mekruh oluyor. Sibel ve annesi kapatılacak zengin çocuğu hesabıyla yaklaştılar Bora’ya. E yanlış hesap bağdattan her zaman dönüyor böyle işte. Sibel’in Yiğit’in aura çeperine kapılması biraz hızlı olmadı mı sanki? Başından beri Yiğit etrafındayken geriliyordu evet ama yine de bana hızlı geldi. Aslında Sibel’in bu kafası karışık halinin etkisi de büyük bu kapılmalarda. Yiğit ona hep asılsın o hep itsin istiyordu belki. Kübra ile daha da yakınlaşması ”nasıl olsa bir işmarıma kaş gözüme bakar” eminliğini yerle bir ettiği için bu kadar cazip geldi belki de. Bilemiyorum Altan… Sibel de Yiğit gibi ne yapacağı kestirelemeyen bir karakter olduğu için belki de birbirlerini bu kadar çekiyorlardır.

Kübra: Kızımızın başını yakan etrafındakilere yönelttiği ”Siz niye inanmıyorsunuz birinin beni seveceğine?” ithamlarına aslında kendinin de inanmaması. Aşk yönünden cahil olabilir ama Yiğit konusunda hep ikircikli olduğunu da gördük zaten. Etrafına bas bas bağırarak ”Ben ona güveniyorum!” demeleri bence alarmdı. Kişi neye sahip değilse onu sayıklar misali… Babamı ezmek istemiyorum, babamın da rızası olsun deyip, adamın kesinlikle men etmesine rağmen, hatta içten içe Yiğit’e zerre güvenmemesine rağmen sevgililik levıllarını beşer onar basamak zıplayarak çıkması biraz da kendi kabahati. Aşk güzel şey, herkes yaşasın, Kübra en iyisini yaşasın hatta ama bile bile yangınlara atlama Kübra. Yiğit’e güvenmediğini zaten anlamıştık da aslında babasından mı intikam almak istedi onu düşündüm ben. ”Bu haliyle kim alır onu?” diyen babasına ”Bak beni alacak birini buldum, üstelik  senin en nefret ettiğin adam,” diyerek intikam mı almak istedi acaba? Aslında hangi kafayla bu hataları yaparsa yapsın hayattan alacaklı olmasına binaen Kübra’ya çok da kızamıyorum. Kızgınlığım kendi değerini kendinin bilmemesine. Yiğit’in onu ortada bırakacağına adı gibi emin olup yine de kullandırmasına. Şimdi güzel mi oldu yani? Durup dururken Emir’imin başına kalıp çocuğun hayatını tepetaklak edecek. Hadi ama, Yiğit’in Kübra’yı sahipleneceğini hiç birimiz zaten düşünmüyorduk.

Bu üçlü pek şeker valla.

Derya: Çalışıp ailesine bakmak zorunda olan kız çocukları ”Hadi maaşımızı şurda ezelim,” demez diyemez. Derya bunun ayaklı vesikası gibi işte. Koca delisi anası ve günahsız kardeşi için tırmalıyor uğraşıyor ama kazandığı parayı elinde görüp cebinde göremiyor maalesef. Ne acı… Geçen hafta kız kardeşinin hayatına leke sürülmesin diye sessiz kalmak zorunda olduğunu tokat gibi yüzlere vururken bu hafta zorla sorumluluk sahibi yapılmış bir kız evladın nasıl kanaatkar olmak zorunda olduğunu vurdu. Çocuklarının omzuna taşıyamayacağı yükleri koyan bütün ebeveylerin de ABV. Mete ile güzel bir çift olacaklar bu belli de Kılıç kardeşlerle de çok iyi kanka olacaklar belli. Kübra’nın aşk sarhoşluğuyla, Sibel’in de yükselme sevdasıyla Derya’dan uzaklaşması bu hayat memuru (Kadir Toptaş’ıma yüreklerce hasret ve selamla) kızımızın kendini koruyan ve seven iki güzel kankası olması hiç değilse emniyette olmasını sağlar. Emir’le dostluğunu sevmeyen yoktur heralde. Yiğit’le de sıkı dost olmalarını bekliyorum ben.

 Ah Gül ah… Senin de yüzün gülsün be Gül…

Gül: Tam da dediğim gibi Yiğit’e aşık olur ama aşkı için dünyaları yakmaz. Yanacaksa kendi yanar da dışarıya ”Yangına körükle gitme şenlikleri mi varmış, hani nerde” der? Çok enfes bir karakter Gül. Alma Terzic enfes oynuyor. Daha çok görünmeli, daha çok içinde olmalı herşeyin. Kendinden eminliği, işinden dolayı kendisi ile alay etmek için yaklaşan mahalle güllerimize verdiği ayarlarla göz gönül açıyor. Ne istediğini bilen, almak için her türlü entrikayı gözünü kırpmadan yapan Gül aslında normalde olması gerektiği gibi Yiğit’in tercihi olmalıydı ama işte erkek kendini ve yaraşanını çözene kadar bir kaç kalede gol yiyecek. Dönüp dolaşıp geleceği yer Gül’ün etekleri olmalı. Yiğit’i olmasını istediği gibi değil de olduğu gibi seven tek kadın o çünkü. Yiğit ile beraber Nihat’ın defterini dürdüğü günleri de görürüz inşallah.

Sadullah: Kibir insanın başına bela olur böyle işte. Babasını pakatledim oğlunu da eşşek cennetine yollarım diye küçümsedi ama başına örülen çorapın ilmekleri bayağı sıkı. Şu an Yiğit onu ambale etmiş durumda ama Sadullah sadece Yiğit’in değil Emir’in de düşmanı. Hesap defterinin alacaklılarını eksik hesaplıyor. Kübra’nın attığı son dakika golüne ise hiç değinmiyorum bile. Sadullah, Kılıç biraderler seni daha çok öttürecekler ayık ol.

Zeliha: Kılıç kardeşlerin intikam ateşinin körüğü Zeliha’nın deliliği olacak galiba. Ben kendisini iyileşmiş görmek isterim ama Kılıçoğulları Ltd. Şti.’nin bilenmesi için bu halde kalması gerekiyor galiba. Belki de iyileşip oğullarıyla beraber intikam şerbetinden o da içer, kim bilir…

Sonuna kadar sabırla okuyan gözlerinize sağlık…

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR