Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
“Gitme kal bu gece” dedi
Sezon: 1 Bölüm: 17

Öncelikle diziyi tekrar heyecanla, mutlulukla takip etmemizi sağlayan ekibe teşekkürler. Hep sevdik, severdik ama böyle daha bir güzel oldu sanki. Yine cuma gününü hevesle bekler olduk. Bölüm bittikten sonra ''well well well...189 tane fragman yayınlasalar da izlesek'' dedik. Hadi bakalım, Allah bereketini arttırsın.

17. bölüm eyyoooorlaması:

* Dizi `Lady Gaga` 'nın ölümsüz eseri po po po  poker face ile başladı. İyiiii güzeeeeeeel, pul pul dökülüyorum diyordum, masalara saçtılar. Rüya olduğunu anladığımız ilk beş saniyeden sonra kolumu bacağımı falan ısırdım. Çünkü fragmandaki ''blöfünü gördüm ama ben kazanıyorum'' repliğini Defne reelde söyleyecek sanmıştım, Defne'nin askerleriyiz diye takılıyordum bir haftadır. El el üstünde, bir şey bir şey üstünde kaldım öyle. Ama sahne çok şık. Bir kere Sinan'ın rüyası olduğu belli, Ömer simsiyah giyinmiş. Deniz hırhızıysa sanki çoluk çocuk, kaslı rızkı yemiyormuş gibi tontiş tontiş daha soft, daha temiz. Sinan ikisinin arasında kalmış, oturuyor. Defne'den ''ben kazanıyorum'' geliyor. Sude ne yaparsa yapsın, Sinan'ın gözünde Defne birinci, ikinci kim diyor bilinçaltı. Sonra İz geliyor, ''o kadar emin olma bence''. Ben cebren ve hile hile parsel parsel konarım buralara diyor. Ve Yasemin, çekiliyor. Resmen sipoyler gibi sipoyler. Ve Sinan'ın ergen tiravmaysı Ömer'den gelsin; ''Hepsi benim!''. Şimdi kuzenini ortadan kaldırırsak harbi de onun. O masada gönlünü Ömer'e kaptırmayan yok. Bence hatta Deniz de ancak bir kuyruk acısından bir ayrılık acısından bu kadar saldırabilir Ömer'e, var bir derdi. O bile bi dönem hoşlanmış olabilir. ''Yine sen kazandın ortak ha, ben hep kazanırım ortak''. Eeeeee bir oyun daha? Ama bu oyun kirli bir oyun. Sinan'ın farketmemesi üzücü. En yakın arkadaşına değil düşmana güvenmek iyi niyet değil aptallıktır. Kendinin olmayan tasarımları, emeği alıp rakibe izinsiz vermek cesurluk değil hırsızlıktır. Ondan herhalde gizli gizli iş yaptın. Sen kimin tarafındasın? Şirket mi umrunda olan kuyruk acısı mı? Geç geç kardeşim, biz de sana adam dedik üzüldük be. Bir evine geldim kahveni içtim diye susuyorum. Puh.

Onu bile bi adamlık sanıyorsun be, o bile adamlık değil

* Ahaaaaaa zurnanın error verdiği yere geldik. Tek derdi adamın dövmeleri bilmem nesi olan bir İz, onun yüzünden Defne bebeyimin kalbini kıran Ömer. Yahu adam sana git diyor senin yaptığın gururlesslığa bak. Bak tamam biz olayın iç yüzünü biliyoruz, adamın kafa 1500dü. Adam İz'i değil Defne'yi öptüğünü kurdu kafada. Öpmek de ne öpmek yalnız, ilk öpüşme sahneleri bu kadar ateşli değildi. Kızın kafası gözü ayrıldı duvara yapışınca. Tam bir öpüşmeydi ama hayalleeeeeeeeer hayatlar. Defneleeeeeer İzler. Allah'tan İz'in de kafası güzeldi. Umarım inkar edilebilecek kadar güzeldir, yoksa bu olay patlar. Sin bini ipmiştin ihihihih ni gizildi diyecek bir tip çünkü, alır megafonu eline bağırır. Yazık oldu yazık, Defne başkasıyla öpüşse çoktan kıyamet kopmuştu.

* Elçin Sangu'da bir sıkıntı var ya. Bir insan her bölüm daha da güzelleşemez. Ne yiyor ne içiyor ne yapıyor bilmiyorum ama geriliyorum artık. Bir kadın birey olarak benim aşık olasım geliyor, yazık la insanlara? Fakat şu Defne'nin duygu geçişleri çok acayip be kardeşim.

Zaten anlamadığım şu; arkadaş sen bir hata yaptın ve Neriman'ın oyununun içine girdin mi? Girdin. Sonra aşık oldun mu? Oldun. Ben bu adamı ilerde terkedersem oyun gereği, ölür dedin gittin mi? Gittin. O zaman sen neden geri geldin? Bebeyim bu nedir ya? Neriman'ın oyununa itiraz edip adamı terkediyorsun, sonra kadını dinleyip yine şirkete giriyorsun. Kadın sana evlen diyor, o zaman adamı evliliğe sürükleyeceksin? Sürüklemeyeceksen de kadını dinlemeyeceksin. Bilmem anlatabiliyor muyum? Ayrılamıyorsan adamdan da anlatacaksın. Anlatmayıp kalıp, ilişki yaşayacaksan da iki hafta önce neden gittin. Alyuvarlarım akyuvarlarım birbirine girdi, beynim yandı yemin ederim.

İki dakika önce adama trip atıyor, iki dakika sonra çizimlerini gösteriyor. Bir neşeler bir bakışlar. Ben Ömer olsam vallahi kendimi barçalarım. Yalnız çizimlere başlamaları iyi zemin, zira yeni bölümde beraber kış kreasyonuna kasacaklar gibi gözüküyor. Ha ne kadar bilir, yapar o ayrı ama akmasa da damlar. Hem de ders çalışırken çok güzel şeyler gelişebiliyor. (bkz: Masumiyet Müzesi)

Ekmeksiz mekmeksiz yerim ben bunu

* Koray sahneye girdiği andan itibaren yüzüme bir gülümseme yerleşiyor. Ben hangoverım diye girilir mi ortama be Koriş'im. Aşkellam ya. Onur Büyüktopçu bir nimetmiş, şimdiye kadar tanıştırmayanlara yazıklar olsun. Ama neden kendine kanka olarak bu is midir pis midir İz midir nedir onu buldun ki ya? Ne güzel Nöro’yla takılıyordunuz. Hemen best friends forever kolyesi takar hale geldiniz.

* Şükrü abi sen nabıyon ya? Bilseydik çelik yelek diyerdik, zira ateş ediyorsun. ''Dün gece sizi bıraktığım yerden di mi?''. Aynen Şükrü abi. Utanma bir de de ki; ''Ömer bey hani dün İz Hanım'la aşk yaptığınız yer değil mi hani kaçak et ehehehehe''. Hiç mi anlamıyorsun bu Defne'nin Ömer'in hallerinden, al kırdın kırdın potu işte. Ama sonrasını her izlediğimde gülüyorum. Ömer'in açıklama yapma çabası, nefes alamayıp camı açması. Defne'nin de aynı anda daralıp nefes alıp vermesi, o gerilim. Ömer'in de havaları, ya açıkla arkadaş ne olacak yani açıklasan. İz'i aldılar otelden, Defne'yle daha yeni tanışıyor. Hani eğlenceli, yere göre sığmıyor ama Defne gibi samimi değil. Ukala, kibirli. Ömer'in tarzı eeeepey bir değişmiş olmalı. Eeeee insan zamanla hatalarından ders alıyor. Hatalar İz, hakikatler Defne. La la la la laf cambazlığı şov.

* İz de Defne'ye karşı gardını alsın mı almasın mı tam seçemedi. Yok ceketinin rengine bayıldım yok bilmem ne. Bir de çıktı istedi, kafasını bas ekrana onu çek diyor şeytan. Mail atacağına ctrl+p'ye basmayan insanlara ba-yı-lı-rım.

* Yasemin düzgünce tarafını seçti, ihanet etmemeyi tercih etti. Helal olsun, ona yakışmayacak kadar iyi bir karar. Deniz'e de ağzının payını verdi, içimin yağları eridi. Karaktersizlik Sinan'ın tekelinde kaldı. Süper oldu süper. Bakalım Deniz'in giyotini elden ele dolaştı, en son Ömer'in kanını akıttı. O giyotin dönüp dolaşıp Sinan'ı da bulacak mı? Bu genç yaşında da böyle ağır, havalı, burnu havada bir rolü bunca tatlılığı ve kıpır kıpırlığına rağmen başarıyla canlandıran Sinem Öztürk'e de ayrıca tebrikler. Sıkılıp geçtiğim sahnesi yok. Ha bu arada, Yasemin ne zaman İz ile uğraşmaya başlayacak? Çünkü çoktan işine burnunu soktuğu ve tehlike olarak gördüğü için hain planlara başlaması gerekti. Çok yanlış zamanda oturdu karakterin be kızım, yanlış kaynadı o karakter.

* Şu dizi başladığından beri en zevk aldığım sahnelerden biri uyum içinde hareket ettikleri o bir dakikalık sahneydi be kardeşim. Hem de kolpasyon Sinan ve dövme bağımlısı İz'in önünde. Kıskananları ortalarından ayıran bir performans: uyum. Nasıl ezberlemişler birbirlerini, oku-anlat ödevi gibi mübarek. Rahatsız oldu gitti İz, hadi git ordan be. Git as be kendini, asarım biliyor musun öyle bir kadınım ben.


* Defne&Ömer çizim dersleri bu dizinin başına gelen en güzel şeylerden biri. Keyifle thug life kostümümle oturuyorum ben evde. Bir insan da her boş dakikasında asistanına tasarım çalıştırır mı ya, bu resmen çocuk yapma teklifi bence?

Ömer'in dışardan söylediği:

Ö: Beni çok kırdın Defne. Ama başka bir şey de gelmiyor elimden.

Ömer'in içinden geçen:

Ö: Beni çok kırdın Defne. Ama o kırıklar üzerinden yürür gelir duvara çırpar öperim seni. Yemin ediyorum dudaklarına yapışıcam şimdi, sen niye bu kadar güzelsin? Git kaç kurtar kendini kızım, ben çığrımdan çıkıyorum.

Haksız mı? No'ya basıyorum.

Ö: Sonra devam edelim mi? Ağzını yüzünü yicem gibi ben çünkü.

* Bu bölüm Ömer'in günah çıkarma bölümüydü. Önce İz'e pas vermemeler. Sonra Defne'yle İz'in yanında bakışmalar etmeler. Bir de kitabı geri istedi, kontrol etti bir şey olmuş mu diye de tam oldu. Gerçi ben bi irkildim bu İz don atlet bir şeyler sıkıştırmıştır diye de olmadı çok şükür. Defne de kitap alınırken şahit oldu, bir de üstüne üstlük ''önemli birinden''i duydu, oooooldu sana parça tesirli bomba. Toparlayın toparlayın, böyle daha iyi Ömer, sevdiğimiz Ömer.

* Yasemin'in dingolaylığı yine iş başında. Kardeş sen İsmail'i seviyor musun? İt gibi seviyorsun. O halde neden bu ukalalıklar? Adam senin kocanın yeğeni Behlül mü? Yasak aşk tavırları bilmem neler. Asistanın yazar, umrumda değil dersin. Elimi tut der, etraftan utanırsın. Sen adam olacaksın ama ne zaman. Öyle kolay değil aşk, insan eti çürüğü ruj sürmeye benzemiyor. (KISKANDI)

Bu arada Derya'yı kimse sevmese de ben bayılıyorum. Replikleri güldürüyor beni. Kız da teeeertemiz oynuyor, göze batmadan of abarttı demeden. Yasemin'e attığı mesajlara bayıldım, sizi çik siviyirim yisimin hinim. ahahaahahaha.

* Sinancım tamam okeydir, her tartışmada Ömer hayır dediğinde bitmesin işler. Senin de sözün geçsin ama bu öyle bir iş ki ya olacak ya olmayacak, arası yok. Eee kriz yönetimi, mecbur en risksiz olana gideceksin. Önce Yasemin'i sonra Defne'yi Ömer'e kaptırdın diye dostluğunu satmayacaksın. Bunun arabasına susturucu taktıracaktım ben de sanayide uyguna bulamadım. Ama yemin billah o arabanla havalı çıkış yapamamanı sağlayacam oğlum.

* Serdar sağolsun kız kardeşini yeni sormaya başladı. Kardeş, Defne o 200 bini nasıl bulmuş olabilir bir düşün bakalım? Ben gider tanıdık pavyonlara sorardım senet falan mı imzaladı diye. Bu rahatlık nedir lan? Geriliyorum sonra gerildi diyorsunuz. Bakalım gerçeği öğrenince parayı bulup verecek mi? Verirse Neriman'dan kurtarır Defne'yi. Ama entrika bir şekilde devam edecek. Nasıl mı? Neriman Koray’la birleşip Ömer'e İz'i ayarlamaya çalışacak. Ya da öğrendiğinde gidip Ömer’le konuşacak benim kardeşim benim yüzümden hata yaptı diye. İkisini de keyifle izlerim. Bu arada aklıma hep aynı şey geliyor. Ben Serdar'ın yerinde olsam İsmail her aşk cümleleri kurduğunda ''La sen onu benim kıza demiyorsun di mi? Ağzını yüzünü kırarım çünkü,'' derim. Bu ne rahatlık.

* Defne'den süper söz: ''Sezgi dediğimiz o kadar da boş bir şey değildir bence. Tecrübeden süzülmüş akıldır derler.'' Ben olsam hayatta bu lafı edip hayatıma devam edemem. Kankaaaaa nasıl laftı ama? Ama iyi laftı? Bir şey dicem bir şey dicem, çok iyi laftı. Cool olamıyorum. Hele bir de devamı var: ''Taraflı bakıyor olsam İz Hanım'ın sevgilisinden yana olmazdım''. Yaz bana bir çelik yelek daha yaz, ateş açmışlar bu bölüm, şarjör boşaltıyorlar. Bu hafta ne güzel diyaloglar, ne çok güzel sahneler vardı yav. Bütün Ömer&Defne sahneleri on on on ondu. Teşekkürler.

* Helal olsun Defne'ye, iki bölümde it-çek taktiğiyle adamı dize getirdi. Haksızken haklı durumuna çıktı kız. Ömer resmen hunharca hınzır, ''Bana geliyorsun değil mi?''. Efendim “kolay kolay vazgeçme bence”ler bir şeyler. Asansörde hayalini kurduğu öpüşme. “Gel bana istiyorsan”lar, “İz’le değil senle gidelim”ler. Ama bir diyemedin be adam, “İz uuuuuumrumda bile değil. Çok zor mu sana aşık olduğumu anlaman?” diyemedin. Yapma boooolm. Bunu ifade edemeyecek kadar korkak mısın, gurur mu o nedir o gördüğüm. Yahu eve gittiniz. İki tane genç birey evin içinde gergin gergin dolanıyorsunuz. O gerginliğin adı sexual tension annecim. Çözümü de şu; ''bir sevişseniz rahatlayacaksınız''. İki tane genç, sağlıklı insan. Derdinize tasanıza başlicam, seviş yine devam et tribine. Vallahi billahi ömrüm kesildi, içim tükendi, ciğerim kabardı, yüzüm yamuldu. Yani o gece evde oturup tasarım çalıştıkları sahnede pıçakla kesilirdi o hava, öyle gergindi.

* Adam flash belleğinin içinde yılların dostluğunu verdi ya la. Aç bir klasör: ŞEREFSİZLİĞİN SON HALİ EN SON.

Diyecek başka sözüm yok. Hırsından ne yapacağını şaşırdın. Ömer ne dese tersini yap, o zaman süper güçlü olursun aynen.

 

* İz partide geliyor, dövmene diyor bakalım diyor. Sildirmiş misin diyor. Ben de Defne'den beklerim ki gözünün içine içine dövme yapsın, elleriyle. Kaçıp gitmek sana yakışmıyor. Bak Neriman bile nasıl sahip çıktı aşkına? Ne güzel sesi varmış Nergis Kumbasar hanımın. Duygulandım resmen, içim titredi. Belki artık uğraşmaz Defne'yle, gerçekten Necmi'yi kaybetmeyi göze alamıyormuş dedim. Gerçi sen de haklısın Defne’cim. Neden sen uğraşıyorsun ki, İz'i kendinden uzaklaştıramayan Ömer. Yürü kız aferin, yap atar giderini. Zaten o duyduklarından sonra ''Defne beni dinleyecek misin?''e verilebilecek en güzel cevap ''sanmıyorum''du. Sinirle söylendiği belli olan ''bitti zaten''e verilebilecek en kötü cevap da ''peki, sen bilirsin'' diyerek İz'in elinden tutup gitmekti. Eeeeeen sevmediğim şeylerden biridir he bu tarz küçük intikam çabaları. Benim anlamadığım Defne'nin bu gidişe neden yeterince sinirlenmediği, üzülmediği. Sana ne Necmi'nin eşyalarından. Git Ömer'in yatağına domuz yağı falan sür.

* Yarım kaldın Ömeeeeer yarım kaldın. Ama bunu İz'e anlatma boşver. Ya da tamamen anlat da kes şu kızın sesini. Neyse ki içti içti ve o muuuuuhteşem son sahne geldi. Bakın hiç yoksa 30 kez izledim ben son sahneyi. Böyle bir şey yok. Deli gibi seviyorum ikisinin de gergin, sinirli ama içinde aşk barındıran sahnelerini. Ömer'in Defne'yi görünce afallaması, akabinde gelen ''Sen bana ne yapıyorsun, ne yapmaya çalışıyorsun'' çıkışı müthişti müthiş. Ama daha iyisi vardı; Defne'nin çıkışı.

Ö: Sen gittin basıp gittin. Sonra geri geldin. Biraz önce kalkıp bitti umrumda değil diyorsun, sonra eve geliyorum burdasın! Sen bana ne yapmaya çalışıyorsun ya?

D: Ben sana hiçbir şey yapmaya çalışmıyorum tamam mı! Ben kendimi korumaya çalışıyorum tamam mı! İz'den, etrafındakilerden, herkesten. Çıldırdım artık ya! Çıldırdım senin aşkından çıldırdım her şeyden çıldırdım! Uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum, artık kafam yerinde değil Ömer!

Belki bu sıradan bir zamanda söylenseydi, sakin sakin, hiç bu kadar etkilemezdi. Ama işini bilen insanlar var karşımızda. Abboooov Elçin Sangu bodoslama girmiş rolün içine, vallahi içim titredi izlerken. Resmen hissederek, gözleri Pokemon karakteri gibi dolu dolu bir şekilde, bağır çağır oynadı. Barış Arduç desen sinir bozuyor artık, bir insan nasıl bağırırken bu kadar karizmatik olabilir be? Yeter be kardeşim eh artık. Sarhoş hallerine de bayıldım. Yuaaapıştırdı kızı duvara. Kızın fizik tedaviye gitmesi lazım zaten. Art arda bir yerlere yapıştırıldığı sahneleri eklesek bir bölüm çıkar net. Ama sen kıza düşünme, kaçma şansı vermeyeceksin. Hazır o kadar yükselmişken duaaaaan diye yapışacaksın dudaklarına. Sen öyle düşünme payı verirsen ''bir dakika, ben tripliydim'' diyecek çünkü. Çıldırmış ya aşkından, laflara bak, yerim. Gitme kal bu gece diyor. Kal anasını satayım. Kız kal nolur kuru, evin yansın kal. Sen yan, Ömer yansın. Yeter be artık alev istiyorum!.

Güzel bölümdü vesselam. Hep böyle devam etsin Allah’ım yarebbim. Kalın sağlıcakla, gözlerinize sağlık. Ekibin o şahaneliğine, dizinin güzelliğine sağlık.

1 2 3 4 5 6
Pelin Arslan
20/10/2015 22:50
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR