Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Hayat devam ediyor; hiçbir şey olmamış gibi…
Sezon: 3 Bölüm: 72

Herkese merhaba! Uzun ve yoğun bir yazın ardından vitrinlere kışlıklar sıralandıysa, geceleri serin olmaya başladıysa, okullar açıldıysa ve dizilerimiz başladıysa resmi olarak kış gelmiş demektir! Umarım iyi işler için harika bir sezon olur.

Paramparça’yı geçen sezon bir çok bitişe ve başlangıca gebe bir şekilde bırakmıştık. Ayşe öldü, Harun ile Dilara birleşti, Cansu ve Deniz sürpriz bir nikah kıydı, Hazal Özgür’ü bıçakladı derken tüm bu düğümler nasıl çözülecek bütün yaz bekledik.

Eli kime değse kurutan yaslı babamız Cihan, bütün yazı teknede tek başına geçirmiş. Tüm aileden elini çekmiş; kimseyle görüşmüyor ve belli ki yaşadıklarını sindirmeye çalışıyor. Düşün bakalım başına gelen tüm bu felaketlerin sebebi ne? Kader mi dersin? Kader dediğimiz şeyler bizim de yardımımızla başımıza gelenlerdir. Hayatı insanlar birbirleri için zorlaştırırlar. Cihan şimdiye kadar hep etrafındakiler için hayatı zorlaştırdı. İnsan neyi ararsa onu bulurmuş. İnatla aradığımız, kanıt topladığımız ve zihnimizde şekillendirdiğimiz herşey kaderimiz oluveriyor.  

Peki ya kaderinden kurtulan Dilara; yeni saçları ve lavanta rengi incecik kadife sabahlığı ile huzurlu uykulardan uyanıyor artık, yüzünde boğazın serin esen rüzgarı. Ferahlamış, hafiflemiş.

Dilara ve Harun evlenmiş; yeni bir düzen kurulmuş yalıda. Bu arada yalınnın adı Erguvan Yalısı olmuş ama ben olsam Dilara Hanım Yalısı derdim. Harun’un büyük aşkına bu yakışırdı. Ancak bölüm ortasında öğrendik ki yalı Harun’a satılmış. Nedenini bu bölümde öğrenemedik. Zaten caanım Boğaziçi’ne de Erguvan Yalısı yakışır, neyse hoş olmuş. (Benim bu yalı övmelerim ne zaman bitecek bilmiyorum; kendimin olsa bu kadar övmem herhalde...) Ayrıca yalının dekorasyonu değişmiş;  daha eklektik olmuş ve eklektik is the new black. Ayrıca yeni dekorasyonunun şerefine verilen parti beni benden aldı. Zengin olunca yapılacaklar listeme ekledim.

Dilara kendine iş kurmuş ve yanında Keriman; Keriman’cımın kolundaki mega altın bilezik de gözümden kaçmadı. DekArasyon anlayışını  ayrıca sevdim.

Ergenler cephesinde ise durumlar bayağı karışık. Ozan ve Cansu anneleriyle görüşmüyorlar gibi gibi, yalıda verilen davete katılmadılar. Bir de üstüne telefonda gösteriş yapıyor diye analarının gıybetini yaptılar. Siz kimden bahsettiğinizin farkında mısınız? Dilara tabii ki gösterisini yapacak. Tabii ki tüm İstanbul sosyetesi oraya yığılacak. Bu durumda da Hazal hem yalıda hem de şirkette at koşturuyor.  

Ozan ve Hazal şirkette yönetim kurulu üyesi oluvermişler. Yalnız Hazal’cım toplantıya öyle dalmak büyük bir kezbanlık ve ofiste saygınlığını korumak istiyorsan duygularını kontrol etmeyi öğrenmen lazım; abla tavsiyesi. Gördüğüm  kadarıyla işlerle iyi ilgileniyor, restoranda da ofiste de  astığı astık kestiği kestik; ki ofiste böyle olmak -patron kızı olduğunuz da göz önünde bulundurulursa- iyidir.  Birazcık öfke kontrolu yazıyorum sana. Yalnız canım kızı Seren Serengil’e benzetmişler. Saçlar, makyaj bir tuhaf olmuş. Ayrıca styling’ini kötü buldum. Yönetim kurulu üyesi  şapkasıyla bile olsa  Hazal’ın giyeceği kıyafetler değil bunlar.

 Şirkette Hazal’ın karşısında Ozan duruyor. Geçen sezon bıraktığımız gibi zeka zehir. Hazal’ın masasında  Maide’nin numarasını buldu. Numaranın Maide’ye ait olduğunu öğrenir öğrenmez de iz sürmeye başladı. Peki Hazal ile Maide’nin ilgisi ne? Sezon finalinde Özgür’ü bıçaklamıştı. Hazal panikle Sevinç’i aramış; Sevinç de konuyu Maide’ye taşıyınca mecburen eline düştü. Maide Özgür’ün öldüğünü söyledi.  Özgür öldü (mü?) aslında tam bilmiyoruz ama evden tüm deliller titizlikle toplandı, Özgür’ün cesedi sırra kadem bastı. Kendini kurtarmasının karşılığında, Maide’ye şirketten bilgi taşıyor. Yeni atanmış genius’umuz Ozan da aralarında bir bağlantı olduğunu sezerek, bir köşk açık artırması ile Hazal’ı yemledi. 2 milyonluk köşk Maide’nin anlamsız hırsı yüzünden kendisine 20 milyon dolara mal oldu.

Maide bunun rövanşını alacaktır ama şu Cihan’ı bitirme konusunda neden bu kadar azimli artık anlayamıyorum. Hayal de Ayşe de Cihan’a aşıktı ve bile bile peşinden gittiler.  İki ölümde de direkt bağlantısı yok Cihan’ın ve hırsı yüzünden bunu göremiyor. Bu mantık bana biraz temelsiz geliyor. Ayşe’nin öz annesi dahi bunu anlamsız buluyor. Maide ise elinden oyuncakları alınan çocuk gibi kime ve neye saldıracağını bilemeden her cephede savaş vermeye çalışıyor. Kolunda Ayşe ve Hayal’in isimleri yazılı bileziği duruyor. Sanırım en çok içlendiği Ayşe ve Hayal mezarda yatarken geri kalan herkesin hayatlarının  hiçbirşey olmamış gibi devam etmesi. Hep ve hepimiz için de böyle değil midir? Hayat kendini devam ettirir siz istemeseniz de. Babanızı dahi kaybetseniz, yine acıkır,  yine susarsınız, yine uykunuz gelir mesela. Hayat kendini devam ettireceğini tokat gibi böylece yüzünüze çarpar.

1 2
Sinem Kuş Çöplüoğlu
20/09/2016 12:10
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR