Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kardeşler iyidir
Sezon: 4 Bölüm: 7

Karlar düşer şarkısı geldi aklıma da bi’ Akrep Nalan vardı ona noldu? Kadına niye Akrep Nalan diyoruz? Burcu mu akrep?

İnsanı zorlayan bir mefhum aile. Şu hayattaki yerlerini, yaşamımızda nerede durduklarını sorgulamak en basitinden bir insani refleks. Hepimizin baba sorunları var, herkesin hayatında öyle ya da böyle kardeş diye nitelendirdiği, genelde dünya tatlısı garip bir varlık da var üstüne üstlük. Belli bir süre birlikte yaşamak zorunda kaldığınız bu organizmayla deneyimlediğiniz çetrefilli simbiyotik ilişki ise yolculuğunuzu belirleyen sapmaz dönemeçlerden biri.

Fantastik diyip geçmeyin, sağda solda yaşadığı dünyayı eleştirmekten çok uzak yapımların hepsinden daha çok bizim dünyamızı anlatıyor Game of Thrones. Şu ara her zamankinden çok peşinde olduğumuz adaletin ne olduğunu sorguluyor örneğin, ya da aile bağlarını. Bölümün esas dinamikleri de bunlar zaten.

Ailevi Sebepler

En tatlı bromance’le açıyoruz nitekim. Jamie biricik küçük kardeşinin hayatını tehlikeye atmasından rahatsız, Tyrion’ın ise motivasyonu belli: Babasına ters köşe yapmak. Hayatı boyunca takdir görmek istemiş küçük bir çocuk Tyrion hala, karşısındaki adamın o takdiri veren tek kişi olduğunu o an göremeyecek kadar da agresif. Jamie’nin günahları kılıcını aşmışken sevilmeyen çocuğun kendisi olmasından rahatsız. Jamie’nin şampiyonu olamayacağını öğrendiğinde B Planı’nı uygulamaya koyuyor. Jamie ise mahzun. (O şarkı bir masum mor menekşe değil, mahzun mor menekşe. Konumuzla alakası? Yok.) Kardeşini korumak için yapmayacağı şey yok. Jamie’nin dövüşü kaybetmesi ve Tywin’in favori oğlundan yoksun kalması ihtimalini bile değerlendiriyorlar gülerek. Sahnenin sonunda sarılsınlar diye bekliyoruz ama öyle duygusallıklara yer kalmamış bu dizide.

Diğer kardeşleri Cersei ise bağırsak sökme idmanı yapan Mountain’ın yanına gidiyor. 83. Kez aktör değiştiren Mountain’ın kelimelerle arası yok “Kiminle dövüşeceğim?” diye soruyor. Cersei ise “Fark eder mi?” diyor, ben söyliyim: Fark etmez.

Oradan bir kardeş geçişi daha: Beklenmedik bir abi-kardeş ilişkisi kuran Westeros’un en tehlikeli ikilisi ise ölen bir adamla karşılaşıyor, fiziksel olarak son nefesini vermek üzere olan dayı Arya’ya Arya’nın ruh halini anlatıyor adeta. Hound ise eline bir kılıç alınca merhametli sadece. Hiçbir şey ise Arya’nın vicdan düzeyi ve hiçbir şey gerçekten de hiçbir şey.

Sonra isminin Mike Tyson olduğunu düşündüğüm bir adam Hound’un boynuna atlayıp bir öpücük+ısırık konduruyor, meğer Hound’un başına konulan ödülün peşindeymiş ve aklına gelen en iyi fikir adamın boynunu ısırmak. Peki madem. Arya ise insan kalbinin nerede olduğunu yeni öğrenmiş, muhabbete gelen diğer adamın kalbine saplayıveriyor İğne’yi.

Küçük ve tatlı kız kardeş rolüne soyunan Arya, Mike Tyson’ın kopardığı yeri ateşle sterilize etmek istiyor ama Hound’un ateş fobisi malum, kafayı yemiş olan abisi Mountain’ın oyuncaklarıyla oynadığı için kafasının yarısı yanan adamın derdi o değil, babasının abisini korumasına içerlemiş en çok. Aile hakikaten garip.


Bak işte tam şurası uf oldu.

Westeros’un Ser Pounce’dan sonra en tatlı isimli karakteri geri dönmüş: Sıcak Turta. Garip çift Podrick ve Brienne’e Arya’yı bulmaları konusunda yol gösteriyor üstelik. Hala iyi insanlar var diye sevinmemek elde değil. İkilinin çıktığı CSI Westeros yolculuğu tüm hızıyla devam ediyor.

Yer Demir Gök Bakır Duvar Sıkıcı

Sonra duvarda bir sahne var. Mance Duvar’a saldırana kadar Jon Snow’un asla değişmeyen surat ifadesini görmemize gerek yok diyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Kabul edilmiştir.

Tyrion’ın B planı geri teperken çıkar üstüne gelişmiş bir kardeş ilişkisinin çözülmesine tanık oluyoruz. Bronn, How I Met Your Mother’ın Barney’sinin efsanevi takımlarının Westeros versiyonunu çekmiş üstüne. Toprak ve sıcacık bir kadın elinden oluşan rüşvet tepsisini geri çevirmemiş. Tyrion’ın hamlelerini önceden hesaplayan Cersei bir adım önde görünüyor şimdilik. Yaşama umudunu kaybeden Tyrion kendi şampiyonu olmayı bile düşünüyor Bronn yavaş yavaş hayatından uzaklaşırken.

Vakti zamanında abisinin kafatasının gözlerinin önünde eridiğini izleyen Dany’de sıra. Khaleesi, en iyi bildiği işlerin kılıç sallamak ve sevişmek olduğunu söyleyen Daario’nun maharetlerinden etkilenmiş, soyunmasını emrediyor koca oğlana. (Aa, n'oldu, bir kadının cinselliğini rahatça yaşamasından rahatsız mı oldunuz yoksa? Hayatınızı sorgulama vaktiniz gelmiş bence.)

Sevişmek iyi gelmiş Dany’ye, arkadaş bölgesinin tam ortasına oturttuğu Jorah’nın fikrine duyduğu saygı bambaşka. “Sevdiğim bana abi dedi,” bakışlarıyla ortalığı yakamayan Jorah’nın tavsiyesine uyup Yunkai’deki köle efendilerini öldürmekten vazgeçiyor Dany, üstelik Daario’ya “Aramızda bir şey yok ben hala Jorah’yı dinlerim,” mesajı göndererek.

Memelisandre ise Stannis’in karısıyla bir şeyler konuşuyor.

Kendi yarattığı vicdan zindanında tamamen karanlıklara gömülmüş olan Tyrion’a ise beklenmedik bir yardım eli uzanıyor. Cersei’nin hesaplayamadığı hamle bireysel adalet peşinde olan Oberyn’den geliyor bu sefer. Cersei için dövüşecek kişinin kardeşini öldüren Mountain olduğunu öğrenen Oberyn, Tyrion’ın şampiyonu olmaya söz veriyor. Arkada We are The Champions çalarken Tyrion’ın travmatik çocukluğuna geri dönüyoruz. Oberyn’in anlattığı hikâye Tyrion’ın hayatının bir mikrokozması adeta. Doğumunda annesinin ölmesi nedeniyle de hayatı boyunca cinayetten haksızca yargılanan Tyrion gözyaşları içinde dinliyor Cersei’nin ufacık kardeşine yaptığı işkenceyi. Mümkün mü bilmiyorum ama Peter Dinklage geçen bölümden daha da iyi oynuyor bu sahneyi.

Kış Düşerken


“Aa adam sanıyorum beni yutucak.”

Bu sırada dışarıda kar yağarken Sansa’nın içine yağan yağmur evinde hissettiriyor tatlı kızı. O kadar ki devasa bir kardan Winterfell yapıyor. Küçük manyak Robin ise yıkmaya gelmiş Winterfell’i, üstelik insanları uçurabileceği bir Ay Kapısı olmadığı için sadece. Benim öyle taraklarda bezim yok, insan uçurmayı sevmiyorum diyen Sansa ile Arya’yı paralel kurgulayan sahne Sansa’nın karakter gelişimsizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Tatlı âşık Petyr ise uzaktan takipte. Sansa’nın Robin’e attığı tokat kanını kaynatmış olacak soğukta yanakları kızarmış olan Sansa’yı öpüveriyor tipine bakmadan. Sansa’nın karşılık verip vermediğini pek anlamıyoruz ama Petyr, Sansa’nın annesine olan özlemini kızıyla gideriyor.

Son sahnede ise neredeyse sezonun başından beri yakından takip ettiğimiz Ay Kapısı’nın sonuna kadar açık olduğunu görüyoruz. Petyr’la Sansa’nın öpüştüğünü gören Psikopat Teyze rolündeki Lysa, Petyr yerine Sansa’yı suçlamayı tercih ediyor. Kapıdan düşen insanlara neler olduğu imgesini kafamızda gayet güzel çizen Psikopat, Petyr gelene kadar Sansa’yı oradan atıvermeye kararlı görünüyor. Serçeparmak sahneye girer girmez “Beni, beni, Lysa’nı,” konulu bir konuşma yapan deli teyze kaderini de çiziyor aslında. Petyr şu hayatta tek bir kadın sevmiş çünkü: Lysa’nın kardeşini. Hayatta olmayan Catelyn’in gölgesi bölümü sonlandırırken kardeş referansları da tamamlanıyor. Üstelik bir cinayetle.


Oğlum bak, meme emerken ağzını ahanda böyle kocaman açacaksın.

Ödüller:

En İyi Oyuncu: Peter Dinklage daha iyisini yapana kadar en iyisi bu.

En İyi Sahne: Oberyn-Tyrion. Şahane diyalog, dâhiyane ışıklandırma, muazzam oyunculuk ve Tyrion’ın çocukluğu.

Olmayanlar: Bölüm boyunca görmediğimiz ama varlıklarını her an hissettiğimiz aile figürleri: Tywin Lannister, Ned Stark, Catelyn Stark ve babalar, babalarımız.

En Önemli Soru: Littlefinger’ın bu durumdan nasıl kurtulacağını merak etmiyorum, bulur bir yolunu. Mountain’la Oberyn’in dövüşü de fazla tek taraflı duruyor, en önemlisi: Robin kimin memesini emecek? Sansa’nın mı? Petyr’ın mı?
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR