Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kim olduğun konusunda dürüst ol
Sezon: 2 Bölüm: 2
Art’a -özellikle Angie’ye karşı çıkışının sonrasında- daha çok güvenmeye başladım.
 
Orphan Black, benim kafamı fazlasıyla karıştıran ikinci bölümü geride bıraktı. Saflar netleşmiş gibi görünse de bana kalırsa bir hayli karıştı, şu an Art ve Mrs S’den başka herkes şüpheli benim gözümde. Aslında Art ve Mrs S için de tam manasıyla masum diyemeyiz fakat diğerlerine nazaran daha keskin hatlarla çizgilerini çektiklerini söyleyebiliriz. Özellikle Art, Paul’dan daha güvenilir geliyor bana. Çünkü Paul en başından beri kendisini kurtarmak için Sarah’ı her türlü ele verebilir bir insan izlenimi yaratıyor bende. Nedense Art’ı, Sarah’nın “koruyucusu” sufatına daha uygun görüyorum ki Sarah’nın da koruyucuya ne kadar ihtiyaç duyduğu tartışılır. Mrs S içinse durum daha bir netleşti bu hafta, şu anlık gördüğümüz kadarıyla durum “kandırılma”dan ibaret. Mrs S’in, “Kira ve Sarah’ı korumak” amacıyla giriştiği “çok gizli” operasyon sonucunda bunun kendisi için de bir tuzak olduğunu, güvenerek yola çıktığı analı oğullu iki kişinin kendisini –adlarının Prolethean olduğunu öğrendiğim ya da hatırladığım- meşhur tarikatımıza verdiğini öğrendi. Burada Mrs S’i aklasam da, diğer taraftan şüphelerim hala devam ediyor. Tarikattan kaçan Mrs S, pekâlâ Rachel ve Leekie tarafına hizmet ediyor olabilir. Kira’ya zarar gelmesini ya da O’nun elden kaçmasını isteyecek en son kişiler Rachel ve Leekie olacaktır, bu sebeple de sadece kendilerinin ulaşacağı bir yerde bulundurmak istemiş olabilirler.

Allison, yeniden alkole ve hapa başladıysa sonu iyi değil demektir.
 
Karakter karakter gitmeye devam edeyim ve Allison’dan bahsedeyim. Geçen sezon Monitör’ünün –Gözlemci de diyebiliriz- Aynsley olduğunu düşünerek ölümüne seyirci kalmıştı. Allison’ın en çok bu yönünü seviyorum: Uzaktan bakınca inanılmaz sevimli ama bir başka anda bir silah satıcısından silah aldığını, diğer bir sahnede yanında kendisini kurtarmak için çırpınan bir kadına el uzatmadığını ya da kocasını bodrumda bağlayıp hapsettiğini görebiliyoruz. O tatlı gülümsemesinin yeri geldiğinde nasıl feci ısırabileceğine şahit oluyoruz her defasında, çok mükemmel değil mi? Yine böyle bir karanlık anından Monitör’ü olduğunu düşündüğü Aynsley’in ölümüne seyirci kalan Allison bu bölüm kocası Donnie’nin gerçek Monitör’ü olduğunu öğrendi. Biz zaten çok biliyorduk Donnie’nin bu işte parmağı olduğunu, Allison’ın öğrenmesinin de zaman almamasına sevindim. Bununla bir başına mücadele etmek zorunda kalan Allison’un çok sağlıklı kararlar alacağını düşünmüyorum, dediğim gibi bir parça dengesiz bir tarafı var ve çok telaşlı bir karakter. Başını çok fazla belaya sokmadan kurtulur umarım.

Cosima, kendi başına çorap ördü.
 
Cosima, Delphine ile birlikte laboratuardaki işi kabul etti. Sarah ile muhakkak kurdukları bir plan vardır kafalarında; boşu boşuna böyle bir işi kabul ederek Rachel ve Leekie’nin dibine kadar gireceğini sanmıyorum Cosima’nın. Üstelik bir de hastalığı mevzu bahis. Laboratuarın kendisine sunduğu imkânlar ile kendi kendisini tedavi edebilir, etsin de. Cosima’ya bir şey olursa gerçekten çok üzülürüm. Delphine konusunda ise hala kafam karışık, Paul’un bıraktığı izlenimden fazlasını bırakmıyor bende. Tek farkı Paul’u buzdolabı gibi bulurken Delphine’i sevip, ısınabiliyorum ve O’nun hakkındaki şüphelerimde yanılmış olmayı çok istiyorum. Ve ben Cosima’nın lezbiyen oluşunun da ciddi bir soru işareti yarattığını düşünüyorum ki Rachel bu bölüm fazlasıyla belli etti bence. En az Sarah’nın çocuk doğurabilmesi kadar enteresan bir olay gibi görünüyor, ilerleyen zamanlarda karşımıza çıkacağını düşünüyorum.

Ben “Acaba kaç haftada bulur?” hesabı yaparken Sarah, Kira’yı buldu ve yola bile koyuldu.
 
Sarah’nın, Kira’yı daha ikinci bölümden bulacağını asla tahmin edemezdim. O kadar alışmışım ki her olayın acımasızca sündürüldüğü hikâyelere, daha ilk haftadan “Elimizdeki hepi topu on haftayı Kira’yı arayarak mı geçireceğiz acaba?” endişelerine gark olmuştum. Sonrasında kimseyi zahmete sokmayıp kendimi ayıplayıp, kendi adıma fazlasıyla utandım elbette. Benim on hafta boyunca Kira’yı arayacağından endişe ettiğim Sarah, ikinci bölümün son çeyreğinde Kira’yı çoktan bulmuş ve yeni bir bilmeceyi de peşinde getirmişti. En sonunda o keşmekeşten kurtulup, Felix ile birlikte şehirden uzaklaştıklarına şahit olduk. Sarah ve Felix elbette ki gitmeyecekler, gitseler bile bölümün ikinci yarısında geri dönmüş olacaklardır zaten. Ben bundan sonra Sarah’nın, Kira’yı nasıl muhafaza edeceğini merak ediyorum. Malumunuz Kira = mucize çocuk. Çocuk sahibi olabilen tek klon olan Sarah’nın dünyaya getirdiği bir varlık ve geçen sezon da çok farklı meziyetlerine şahit olmuştuk. Bu altın yumurtlayan Kira’yı ellerinden kaçırmak istemeyen iki büyük güç karşısında Sarah’nın kıvraklığı ne kadar etkili olacak, göreceğiz.

Seni harcayacaklar Helena!
 
Haftanın en şok edici iki gelişmesini de yazının sonuna sakladım: Helena ve Tarikat. Helena’nın fazlasıyla tuhaf olduğunu zaten biliyorduk ama biyolojik olarak da manyak olacağını –gerçi Peder’den öğrendiğimize göre tek yumurta ikizlerinde bu olabiliyormuş, milyonda bir falan herhalde- hemen hiçbirimiz tahmin edememişizdir herhalde. Öğrendik ki; Helena’nın organları tamamen ters pozisyonda duruyorlarmış. Bunun ne manaya geldiğini ya da getirilerinin ne olabileceğini henüz tamamen öğrenmedik ama ortada Tarikat’ı heyecanlandıran bir şeyler olduğu aşikâr. Tarikat’ın, Helena ile ilgili ilk planını da öğrenmiş olduk böylece; Sarah ile tek yumurta ikizi olmalarından yola çıkarak Helena’nın da doğum yapabileceğini düşünüyorlar. Bunu nasıl hayata geçirecekleri ise tam bir muamma, hele ki söz konusu kişi Helena ise. Ben bu işin sonunda Helena’yı kurtaranın –evet, kurtarılmaya herkesten fazla ihtiyacı var bana kalırsa- Sarah olacağını düşünüyorum, aralarındaki ilişkiyi düzeltecek olan adım da bu olabilir.

“Doğru söyleyeni alnının ortasından zımbalarlar” olarak değiştirelim o atasözünü.
 
Özellikle son çeyreği çok güzel bir ikinci bölümü de geride bıraktık böylece, kaldı sekiz hafta. Düğümleri çözmek yerine her seferinde bir düğüm daha attığımız hikâyenin bir sonraki bölüme kadar, bu bölümü tekrar izleyip mest olmayı planlıyorum. Son not; Supernatural’ın “Ölüm”ünü burada görmek beni çok sevindirdi, tanıdık simaları her zaman sevmişimdir.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR