Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ses, görüntü, her şey, dans da dahil
Sezon: 1 Bölüm: 4
Ses, görüntü, her şey, dans da dahil
 
Geçtiğimiz hafta maç yayını yüzünden gösterilemeyen O Ses Türkiye’nin 11 Kasım 2013 tarihinde yayınlanan bölümünde elemeler kaldığı yerden devam etti. Dün gecenin kuşkusuz en öne çıkan bölümü Eskişehir’de İngilizce öğretmenliği okuyan Tuğçe Gendigelen’li anlardı. 23 yaşındaki yarışmacı “Artık Türkiye’de her anlamda iyi bir kadın vokale ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ses, görüntü, her şey, dans da dahil,” diyerek çok iddialı bir giriş yaptı. ‘Zirve’, ‘yeni soluk’ gibi laflarla biraz tepemi attırsa da, sahneye öyle yakıştı, öyle güzel bir performans sergiledi ki, hakkını teslim etmek zorunda kaldım. Kuşkusuz sivri taraflarının törpülenmesi gerekecek. Arapça, İngilizce, Türkçe olmak üzere 20'nin üzerinde beste yaptığını söyledi. Dile göre güfteyi anlarım da beste nasıl yaptığını anlamadım. Herhalde Ortadoğu’yu da hedeflediğini anlatmak istiyordu. Keşke hedeflerim çok yüksek demese, hırs küpü gibi davranmasa, ‘kaliteli ortam’ gibi kıro konuşmalar yapmasa.  Gökhan Özoğuz da zannederim yarışmacının yaydığı hırssal titreşimden rahatsız olduğu için “Beni seçme,” dedi ve Tuğçe kendine koç olarak “Gel şampiyon olalım, beraber” diyen Ebru Gündeş’i seçti. Tuğçe Gendigelen’in agresif tavrının yanı sıra dış görünüşünü de epey toparlanması gerekecek ,- o köylü saçlar, toplu bacaklar ve kötü elbisenin acil değişmesi lazım ama bunlar da sorun değil aslında; kimler ne değişimlerden geçiyor. Özetle, bu sezon kesinlikle Tuğçe’yi ilgiyle izleyeceğiz.

Diğer önemli katılımcı ise Ahmet Kaya şarkısı söyleyen ve sonunda kendine koç olarak Gökhan Özoğuz’u seçen Ersin oldu. Geçen seneki yarışmayı da bir Ahmet Kaya yorumunun kazandığını göz önüne alırsak bu ülkede Ahmet Kaya- Yusuf Hayaloğlu ikilisinin ürettiği şarkılarının her zaman sevildiği bir kez daha kanıtlandı. Enteresan olan Ahmet Kaya'nın Unkapanı’nda milyonlar sattığı zamanlarda ‘yüksek kültür’ ve çeşitli müzik otoriteleri tarafından yıllarca fena halde küçümsenmesi, ne idüğü belirsiz bir müzik yapmakla suçlanması... Bugün gördüğü ilgi çok geç kalmış, kör ölünce badem gözlü olmasından öteye gitmiyor ne yazık ki. Aslına bakarsanız Ersin’in o denli etkileyici bir performansı yok. Fakat aynı zamanda Orhan Gencebay, Müslüm Gürses de söylediğini öğreniyoruz. Nihilist tavrı elbette seyirci bulacaktır. Sanıyorum koçu Gökhan Özoğuz’un peşinde olduğu iyi sesin yanı sıra duygu ve tavır. Seçimlerinde gerçekliği göz önünde bulunduruyor.

Gelelim yarışmanın genel seyrine, ritm şöyle ilerliyor; dört kişi eleniyor ardından biri seçiliyor, sonra yine üç-dört kişi eleniyor. Yapımcılar dengeyi çok güzel yakalamışlar. İzlerken hiç sıkılmıyor insan.  Üstelik O Ses Türkiye’ye katılan hiçbir yarışmacı kötü değil. Hepsi, rahatlıkla müzik alanında iş bulabilir. Jüri de bunu gördüğü ve müzisyen heyecanıyla yaklaştığından, eleştirilerinde dikkatli ve yüreklendirici. Kimsenin hevesini kırmamaya bilhassa dikkat ediyorlar. İlk yarışmacı Sezgin Gezer, Ankara’dan katıldı, Boş Çerçeve ile. Maalesef kötü sesli, kötü performanslı bir arkadaşımız olduğu için kimse dönmedi. İkinci yarışmacı da Anadolu Pop eğilimli, Edip Akbayramsı bir arkadaşımızdı; Dağlar adında Servet Kocakaya şarkısını seslendirdi. Bana kalırsa, niche olarak öğrenci barlarında, Kızılay ‘da bol iş bulabilir. Kimse  dönmüyor Utku’ya. İnan Büyüksu, Girne’den katılıdı. Böyle Ayrılık Olmaz’ı söyledi. Yine bir vasat performans daha.

İzmirli Melis Sezen, Kayahan’dan Bir Garip Serçe’yi söyledi ve elendi. Yine İzmir'den katılan Esra Göndeş ise Yıldız Tilbe'den, Bozuyorum Yeminimi şarkısını söyledi. İlk dönen jüri üyesi Hadise’ydi. Daha sonra diğerleri de döndü ama sonunda yarışmacı koçu olarak Hadise’yi seçti, bence vasat ama iyi bir ikili olacaklar. Derya Yıldırım, Fransa’dan katıldı. Sultan Süleyman’ı söyledi ve elendi. Kasımpaşa’dan katılan Süleyman Kurt, Unutma Beni’yi gayet duygulu bir şekilde seslendirdi. Ve koç olarak Hadise’yi seçti. Hollanda’dan Locked out of Heaven ile katılan Seren’e, Murat Boz döndü. Yine vasat bir aday. Kazım Haydar Bektaş, Tokat’lı ama Ankara’dan katılıyor. Hey onbeşli onbeşli ile ve elendi. Gizem Zerey, Long Train Running ile katıldı, jüri tarafından seçilmedi ama yarışmaya yine katılması konusunda teşvik gördü.

Peren Fildişi de Baywatch kontenjanından kırmızı elbisesi ile çok dikkat çekiciydi. Bazı bestelerinin ABD’deki  projelerde yer aldığını söyledi. Olağanüstü sıkıcı bir şarkı seçimi yaparak Saving All My Love For You ile katıldı. Bence otellerin roofbarlarında rahatlıkla iş bulur, kurumsal gecelere çıkabilir. Murat Boz’u tercih etti. Murat Boz yarışmacının fiziksel özelliklerine çok güveniyor ama bence müthiş sıkılacak. Son olarak Doğan Yılmaz, Olduramadım’la katıldı. Ve Gökhan Özoğuz’un takımına girdi. Vasat bir performanstı.

Özetle, dün gecenin yıldızı Tuğçe Gendigelen’di. Bakalım zaman içinde koçu Ebru Gündeş onu nasıl yönlendirecek? Bu, kenar mahalle dilberi hallerinden, tırnaklarını çıkartmış küçük panter hallerinden sıyrılabilecek mi? Şampiyonluğu, memleketi uluslararası arenada temsil etme zivzivlerini bir yana bırakıp şarkısını söyleyip, bizleri eğlendirmeye devam edecek mi?
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR