Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ve rüya bitti…
Sezon: 1 Bölüm: 4

Öyle güzel gülüyordu ki büyülenmemek elde değil...

Her başlangıcın, bir bitişi olduğunu biliyorduk elbette. Aynı zamanda her rüyanın bir uyanışı olduğunu da... Ama hiçbirimiz, bu rüyadan bu kadar çabuk uyanacağımızı tahmin etmemiştik.

Bana Artık Hicran De, tıpkı güzel bir rüyanın en güzel yerinde uyandırılırcasına bitti. Bitti demeye dilim varmıyor ama zaten hikayesi de bitmedi. Hicran'ın gözlerinden, Murat'ın bakışlarından, Sinan'ın geçmişinden kim bilir daha ne hikayeler izleyecektik. Kısmet olmadı.


Her şey yeterince açık değil mi?

Bu hafta son bölüm olması planlanmadığı halde oldukça temposu hızlı devam etti. Birdenbire uğruna hayatların yıkıldığı aşklar, yalnızca midede kalmayıp gözlerde uçuşan kelebekler, konuşan yumruklar tam hikayeye giriş bölümüydü aslında. Sinan'ın başına neler geldiğini az çok öğrenmeye başladık diye sevinecekken, Hicran ve Murat'la birlikte uçuşacakken, kopardılar çiçeğimizi dalından. Tüm bu sebeplerden dolayı, affınıza sığınarak bu haftaki yazımı bir bölüm yazısından çok veda yazısı olarak yazmak istedim.

Gözleriyle konuşabilen az insan vardır, hele de bunu karşılıklı başarabilirseniz ne âlâ. Hicran ve Murat gözleriyle konuşmayı öğrendiklerinden beri birbirlerinden uzaklaşır oldular. Dilber'in de dediği gibi "Aşkta zaman yoktur. Aşk bu, nerede nasıl karşına çıkacağı hiç belli olmaz". İşte bu aşktır, birbirine yaklaştıkça, aslında uzaklaşmaktır. Bazen, yanacağını bile bile, elini ateşe uzatmaktır.


Mutlu olmak için, hep mi saklanmak gerekir?

Murat, Lale'den ayrılmak istediğini söylediğinde Lale 'nin "Başka biri mi var?" sorusuna "Evet!" diyemediği anda kaybetti bence Hicran'ı. Hicran tüm korkularına rağmen kendini Murat'a teslim ettiği anda kaybetti aslında Murat'ı. İkisi de yanacağını bile bile ellerini ateşe uzattılar.


Ve işte huzurlarınızda Murat'ın hayatı...

Sinan'ın gözlerindeki buğunun sebebi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladıysa da, Murat sayesinde gözlerindeki buğunun asla silinmeyeceği kazındı hafızalara. Onun kalbindeki acıyı söküp atabilecek olan tek insan, Murat 'ın yarım bıraktıkları yüzünden asla onun olamayacak. Hatta belki Sinan Murat'ın kırıp döktüklerini toplayacak.


En çok o kahrolurdu ağladığında...

Dilber, hayatı boyunca çok sevmeyi ve sevilmeyi bekleyecek belki. Ama onu bulmuşken hep daha iyisini arayacak. Ya kaderine razı olup, onu seven biriyle hayatını birleştirecek ya da yuvayı dişi kuş yapar deyip kendi kısmetini kendi yazacak.

Nazif, Murat'ın sahip olduklarından, sadece Hicran'ı isteyecek ömrü boyunca. "Bir gülsen yeterdi bana..." diye gözlerinin içine bakacak belki Hicran'ın. Yanında olacak belki Hicran, ama asla ona sahip olamayacak...


Bazen sadece bakarsın.

Özlem, istenmeyen çocuk olmanın zorluklarını yaşayacak ömrü boyunca. Nedenini bilmediği bir şekilde annesinin ondan nefret edişini seyredecek. Her şey bitti dediği anda, annesinin şefkatiyle hayatta kalacak belki de...


Hepsinin hayatlarının bir simgesi gibi o kaza.

Ama en önemlisi Hicran... Ne olacak da içindeki o cıvıl cıvıl öten kuş, soğuk ve umutsuz yaralı bir kuşa dönecek? Kızından bile nefret edecek kadar ne yaşayacak? Ateşin bile binbir rengini bilen kız, nasıl olacak da kapkaranlık bakışlı soğuk bir kadına dönüşecek?...


Bu karanlıklar sana hiç yakışmıyor güzel kadın, sen hep gül, gülüşünle aydınlat...

İşte biz bütün bu soruların cevaplarını asla alamayacağız... Dizinin yayından kaldırılmasında tam olarak kimlerin ya da kimin payı var, reyting ne derece önemli bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki bizi rüyanın en güzel yerinde korkunç bir gerçeğe uyandırdınız.

Dört bölüm boyunca, bir kere bile sıkılmadan bizi yayın süresi boyunca ekran başına kilitlediği için Bana Artık Hicran De ekibine yürekten teşekkür ediyorum. Kalplerindeki o güzel ışığı bize yansıtan güzel oyuncularına ayrıca teşekkür ediyorum. Son olarak bizi bu güzellikten mahrum bırakan herkese de isyanlarımı iletiyorum.

Yazının başında dediğim gibi bu bir bölüm yazısından çok veda yazısı oldu. Dört hafta boyunca beni yalnız bırakmayan, yorumlarıyla buraları şenlendiren değerli okuyuculara da teşekkür ediyorum. Bir başka rüyada buluşmak üzere...

Sevgiyle kalın. 
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR