Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yazmaaa! Ellerim kanlı, şu an cevap veremiyorum. Yazmaaa!
Sezon: 3 Bölüm: 50

 

Karagül, 3. sezonun ilk bölümüyle merhaba dedi. Kadriye piremsesim ve Kendal'ı uçurumun kenarında bırakmıştık ve bıraktığımız yerde de bulduk. Şimdi iki dakika eğri oturup doğru konuşalım; hiçbirimiz Piremsesimin Kendal'ı vuracağını düşünmemiştik. Ana ayol, vurabilir mi? Vurmazdı tabi ama işte Karagül'ün hikâye sırrı da burada zaten. Seyirciye olabilecek her şey az çok tahmin ettiriliyor (ki çoğunu da tutturuyoruz) lakin nasıl olacak, karakterlerin yüzü ne hal alacak, karşı taraf nasıl davranacak dedirterek seyirciye ağzını açtırıp kendisini izlettiriyor. Şu an hikâyede seyrederken tahmin edemediğimiz tek şey Murat'ın konak ahalisinin karşısına çıktıktan sonraki süreç… Yani 3. sezon hepimiz için koca bir sürpriz. Tamam, saklanan bütün sırları biliyoruz ama şu an seyreden kimse şunu şöyle yaparlar bunu da böyle yaparlar diyemez. Çünkü 2. sezon boyunca Murat'ın geleceğini biliyorduk ve ortaya çıkınca kıyamet kopacağını da tahmin ediyorduk ama 3. sezon da Murat'ın cavlağı çekip hikâyeden ayrılacağını bilmemize rağmen giderayak neler yapacağını, ölümünün sonuçlarının nasıl etki edeceğini bilmiyoruz ve bu durum çok heyecanlı. Çok uzatmadan atomlamaya geçiyorum. (Özlemişim ayol atomlamayı!)



Kendal: Kendisi şu an televizyondaki en karizmatik kötü adam. Bunu bir kabul edelim önce. Kardeş katili olması hikâyenin itici gücü, evet ama hikâyedeki tek kötü de o değil yani. Diğerlerine nazaran daha agresif olduğu için göze en çok o batıyor. Kendal'ın tam bir ana kuzusu olduğunu da gözden kaçırmadık değil mi? Annesinin gözünde bitmiş olması > diğer herkes Kendal için. Hapiste yatıyor olması ona koymaz. Kadriye piremsesin yüz çevirmesi Kendal'ın en büyük korkularından biri. Oğuz gelip derdest edip nezarete götürdükten sonra kendisini ziyarete gelenlere karşı takındığı tavırlar ibretlik resmen. Hemen kime nasıl davrandı çözümleyelim:

1) Ebru: Bu zamana kadar Kendal'ın agresif yüzünü en çok gören Ebru’ydu ama nezaretteki yüzleşmede tek suskun kaldığı kişi de yine Ebru. Çünkü ona karşı geliştireceği mantıklı bir argümanı yok. Her ithamında yerden göğe kadar haklı olduğunun ziyadesiyle farkında… Kendal is hakkaniyet beyb!!! Please yaniii...

2) Narin - Fırat: Hesap sormaya gidip 24 ayarlık burma bilezikle döndü Mercan brothers. “Ahahahhahah! Adam haklı beyler,” dedik seyrederken. Kendal Murat'ı öldürmesinin savunmasını Baran üzerinden kuruyor ve bunun ucu Mercan kardeşlere de dayanıyor. O hesap verilecek yani arkadaşlar başka yolu yok bunun.

3) Özlem: Kendal'ı kuduz köpeğe çeviren tek yüzleşme bu oldu. Özlem, nalıncı keseri gibi sadece kendine yontan bir karakter olabilir evet de o da acısının hesabını sormalıydı tabi ki. Ben Özlem'in Sibel'e hanımlık taslamaktan öteye geçecek atraksiyonlar yapacağını sanmıyorum. Yapmayacak olması Kendal'ı bununla tehdit etmesine engel değil. Kendal'ı evladıyla sınamak, Özlem'in en büyük kozu. Şu an Özlem 1-0 önde.


"Allah'ım şu elleri kardeşkanına bulanmış kişi benim oğlumdur. Onu senden korkan, rızan için didinen bir Âdem olarak yetiştiremediğim için beni affet. Evladının kanıyla kirlenecek olan ellerim cehenneminin ateşine hazır. Senden gelen her şeye razıyım. Onu affet. Birazdan huzurunda olacağız, bizi affet. Onu bağışla. Bunun hesabını veremem, bükerim boynumu. Oğlum... Oğlumu, katletti sen onu affet. Rahmetinle kuşat. Âmin!"

Kadriye: Piremses'im nasıl vursun evladını ya? O tam bir toprak ana. Sonsuz ayıp örtebilme gücüne sahip kendisi… Çok yıprandı, çok. Kendisi için en çok telaşlanan tabii ki Melek ve Emine oldu. Sakin davrandı, Allah insana evladın da hayırlısını versin ayol. Kadının çilesi de evlatlarıyla sınanmakmış. Ebrudan özür dilerken bence kendisi de farkındaydı eksik ve güdük bir özür olduğunun. İşte nasıl söylesin ayol ''Kızım biz senin ilk çocuğunu elinden aldık,'' diye. Ayhh, daha Murat ile yüzleşecek Baran'ın gerçeği de geldi kapıya dayandı. Sağlığına zeval gelmez iyşalla! Dağ gibi kadın sonuçta, gönlüm el vermez piremsesime bir şey olmasına.

''Sen kimi öldürdün Kendal biliyor musun? Kardeşini... Ada’nın, Maya’nın, Rüzgâr’ın, Baran’ın babasını… Kadriye Hanım'ın oğlunu öldürdün... Melek’in abisini öldürdün sen… Benim hayattaki dayanağımı, umutlarımı, düşlerimi öldürdün. Sen hepimizin geleceğini öldürdün. Neden diye sormuyorum. Merak ediyorum sadece… Nasıl uyuyabilidin, nasıl yemek yiyebildin? Kadriye Ana'nın elini nasıl öptün? Ağladın mı? Gerçekten ağlayabildin mi? Kardeşim kendini suya attı, diyerek sahte göz yaşları döktün ya.. Bir damla sadece bir damla istiyorum. Sahici olsun ama! Ağlasana Kendal! Ağla Kendal!!!"

Ebru: Kendal'ın Muratı öldürdüğünü öğrendiğinde en sağlam duranlardandı. Ve bu sakinliğini hala koruyordu. Ta ki Kendal ile yüzleşene kadar. Ebru bana göre Narin'e karşı da gayet sakin davrandı. Biri bana mantıklı bir gerekçe göstermeden durmadan saldırsa salon kadını çizgimi bir yerden sonra terk ederdim. Yani Narin, kendi suçunun verdiği korkuyla saldırıyor ama Ebru'nun bu durumdan habersiz olması boş atıp kuru sıkmasına neden oluyor. Dediğim gibi yaşanan bir sürü travmanın sonunda Narin'in yaptığı gibi argümansız bir saldırının hedefi olsam o saçları şööylee bir elime dolayarak, ''Ne dedin seğğn? Hıı!? Ne dedin seeğğn?'' diyerek o avluda birkaç tur döndürürdüm. (şlkjhgfdfghjklş senarist canlarım da bir kere kontrolü kaybetse de sahici bir cat fight izlesek keşke ^.^) Kendal ile yüzleşenler arasında gözlerimi dolduran da Ebru oldu zaten. Ulan yaa, kadının başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi vesselam. Söylenmesi gereken her şeyi bir tamam söyledi. Kendal'ın kafasını ondan tarafa çevirmesine müsaade etmeyecek ağırlıkta sözlerdi her biri. Söylediğim gibi Kendal kötü adamların en hasıdır evelallah da mesnetsiz veya “ben yaptım oldu” bir kötülük değil bu. Daha çok hınç alma üstüne kurulu. Hıncının müsebbibi Ebru olmadığı için yüzünü ondan tarafa dönüp karşılık vermesini engelledi zaten. Ebru/Kendal çekişmesi ortaya çıkmaya başlayan gerçeklerden sonra nasıl bir hal alacak merakla beklemekteyim...

Narin: Ayy, arkadaşlar biliyorsunuz kendisi ile buzları eritmem baya bir zaman almıştı. “Oğuz'un sevdiğidir,” diyip bağrıma bastıydım kendisini. Şimdi gerçeklerin su yüzüne çıkmaya başlamasıyla Narin'in hırçınlaşmasını çok görmüyorum ben. Baran meselesinde suçlulardan birisi olmanın yanında mağdurlardan biri de kendisi. Murat geldiğinde ve Baran gerçeğine daha yaklaşılmaya başlandığında Narin'in darkside'a geçecek olmasını heyecanla bekliyorum açıkçası. Özlem Conker'i de her zaman seyrettiğimiz akıllı uslu, kader mağduru kadın çizgisinden farklı bir çizgide görecek olmamız da heyecanımı daha çok arttırıyor. Eminim, yarı zamanlı itici bir tipleme olan Narin'in kabuk değiştirmesi çok ilginç olacak. (Uuu beybi) “Doğuran mı, büyüten mi anadır?” sorunsalını Narin iliklerimize kadar yaşatacak eminim ben. Hâsılı kelam Narin'in ipleri tamamen atarak kendini ve oğlunu kendince korumaya almasına çok kızamayacağım sanırım. Rüyalar aracılığıyla delice kullanılan bilinçaltı metaforlarını Narin ile canlı kanlı seyretmek sosyolojik bir deneyim olacak gibime geliyor. Takdir edersiniz ki birbiriyle anlaşan mıc mıc karakter seyretmek bir yerden sonra ööeeehhh dedirtir seyredene... Kendiyle kavgalı karakterler her zaman izlenme çıtasını daha yukarılara taşır. Kendi adıma, Narin'in kaderini kabullenmiş arada gıcıklık yapan vasat bir karakter olmasındansa kendince haklı gerekçelerle sinir tellerini geren dominant bir karakter olmasını tercih ederim.



Baran: Kendisini ''Bebekiiimmm, Yavrucuumm sen ağlama kıyamaaamm,'' diye seven kaç kişiyiz arkadaşlar??? (Ahahahaha elleri göreyim) Baran'ın contayı yakmasına az kaldı arkadaşlar. Haksız mı peki? Değil tabi ki... Bu hafta sofranın başköşesine oturması haricinde kendisine bayıldım, bayıldım. Baran’cığım yavaş gel annem, O başköşe konağın kadınlarının hakkı sana sıra gelene kadar ohoooo yani. Konağın ataerkil baskısını yıkmaya and içmiş Şamverdi kadınlarının rüzgârı çarpmasın seni dikkat et. Bir de hazır Baran’dan konuşmuşken sevgili yönetmenimize ve ekibine buradan alkışlarımı yollamak istiyorum. Çünkü bizim dizilerde ergen gençler yaşına başına bakmadan zerre duyarlılık gösterilmeden gerilimli bir sahne olduğunda hemen arabada direksiyonunun başına oturtulur. Baran ve diğer reşit olmamış gençlerimiz hala direksiyona oturtulmadı. Gençler arasında araç kullanan bir tek Serdar var ve o da zaten yetişkin. Bu detayı asla kaçırmadıkları için tüm ekibe canı gönülden alkışlarımı yolluyorum.

"Bu sırrı saklayarak hepimiz felakete sürüklendik... Baran'ı al karşına ve gerçeği söyle.''

Fırat: Narin ile beraber Kendal'dan yediği ayarı çok düzgün hazmetti Fırat. Valla kusura kalma kanka Kendal haklı, yengene âşık oldun ve bu zaten epicfail iken bir de yüzüne bakarak sır saklıyorsun. Her zaman söylediğim gibi Ebru - Fırat yakınlığını onaylamıyorum. Narin'e Baran'a gerçeği söylemesi yönünde telkinde bulunması çok şık hareketti. Narin dinler, dinlemez kendi bileceği iş ama Fırat en azından ağabeylik vazifesini yapmış oldu. Fırat'ın kendi hikâyesi bence gayet gizemli… Kızı ile n'olmuş ne bitmiş, 2 sezondur hala büyük muamma. Bana bunlarla gelin sayın yetkililer.

Melek - Özlem - Kasım: Melek bebeğim, sandığımdan güçlü çıktı. Bu sır tutma olayları falan fazla gelir bir yerden fire verir diye düşünüyordum ama dirayetli çıktı benim güzelim. Özlem'i ayar manyağı yapıp sepetlemesine de ten point verdim. Kasım ve Özlem'e gelince; Siz hayırdır ya? Ahahahhaha, n’oluyo arkadaşlar? Özlem giyinip süslenince önceden dalga geçen Kasım bu defa bir destur çekti galiba sanki? Valla seksi tansiyonu yüksek bir aurası var bu ikisinin ama açıkçası ben Kasım ve Sibel'in arasındaki o marazi aşk soslu tansiyonu daha çok beklediğim için onaylayamayacağım valla. Kasım akıllı olsun akıllı!!!111

"Acaba kardeş katili olarak kaç sene yersin? Keşke kızımın katili olduğun için de ceza verseler sana... Kim tıktıysa seni buraya, eline sağlık. "

Sibel: Şimdi arkadaşlar Ayşe okulu şehir dışında bir yerde kazanırsa Ayşe - Sibel - Kasım üçgeni bozulur. Ben senaristlerimizin bu üçlünün çatışmasından yenecek ekmeği elinin tersiyle itmeyeceklerini düşündüğüm için Sibel'in en az Özlem kadar baskın hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özlem, Kendal'ın hapse düşmesini kullanarak konakta hegemonya kurmaya çalışacak evet ama Sibel'in “kaderimdir çekerim” tavrında olması sıkıcı olur. Ki kızını şehir şehir peşinden sürükleyerek Kasım'a külah giydiren Sibel'in silik bir kadın haline gelmesi saçma olur bence. Murat'ı hatırlamasının altından ne çıkacak merak da ettim bu arada.

Maya - Ada: Maya'nın sınavdan yüksek puan almasını bekliyorlar ve konaktan kurtulmak için kullanmak istemeleri çok normal. Kızlar bu konuda haklı. Ben de olsam tabanlarımı götüme vura vura kaçmak isterdim yalan yok. (Ahahhaha) Söylemezsem ölürüm Ada'nın şu gereğinden fazla yükselen sesine bir ayar verin artık sevgili yönetmenlerim. Atarlı bir kız tamam da, bağırmanın fazlası ziyadesiyle itici. (Yüksek oyunculuk o kadar yüksek ses çıkarmadan da olabiliyor yani.) Baran ile Ada'nın atışması birbirleriyle didişmeleri tabi ki hoş da ses ayarı şart oğlu şart.

Bu arada Serdar nerde sayın yetkililer??? Cennetten düşmüş bir gılman parçasını izlemek hakkımız söke söke de alırız. Ahahahahahah!

Kendal içeri düştüğünde boğazına dayanan bıçak ile söylenen repliklerle bana selam gönderen senarist gurubu; Siz naber yaa??? Canımsınız. ^_____________^

Ayyy özlemişim Karagül'üme yazmayı valla. Sezon hayırlı olsun hepimize. Emeği geçen bütün emekçilerin yüreğine sağlık! Hep 1 numara kalmanız dileklerimle hepinize teşekkürler.

Not: Kendal'ın kanlı ellerinin fotosu Karagül ekibinden setin en çıtır asistanı Elif Can Şahan'cığımıza ait. Ebru-Kendal bölüm fotosu için de twitter'dan @baranreplikleri hesabına çok teşekkürler.


Sabredip sonuna kadar okuyan herkesin gözlerine sağlık.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR