Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
After Life : Nezaket, sevecenlik ve merhamet hakkında

Yaklaşık sekiz aylık zorlu bir tedavinin sonucunda geçen sene aralık ayında üvey annemi kaybettik. Babam, 35 yıllık eşini yitirmesinin ardından, bambaşka bir insan oldu.Yasını tutarken geçirdiği süreçlerin en yakın tanıklarından biri benim. Hepimizin acıyla başa çıkma, iyileşme süreci farklı işliyor. Hayatım boyunca kimseyle uzun süreli ve açık bir ilişki kurmayı başaramamış bir insan olarak bu yolculuğunda onu asla anlayamam; dolayısıyla tek yapabildiğim yanında olduğumu ve çok sevdiğimi göstermekti. Tek gördüğüm, hayat devam ediyor, insan sevgisini, şefkatini aktarabileceği başka mecralar buluyor; yeni ülkeler, yeni diller, yeni heyecanlar her zaman köşe başında. Çekilen tüm acılara rağmen.

Tony’nin hayattaki en büyük şanslarından biri Brandy gibi mükemmel bir köpeği olması.

Nisan 2019’da Netflix’te yayınlanan altı bölümlük After Life, karısının zamansız ölümü nedeniyle kalbi taşlaşmış, acılı bir adamın hayatına devam etmeye çalışmasının hikâyesi. Ana kahramanımız Tony (Ricky Gervais), küçük bir kasabada yerel gazetede çalışan, 25 yıllık karısını kanser yüzünden yitirmiş bir adam. Artık dünyanın yaşanmaya değer olmadığını, varlığının yokluğunun hiçbir manası olmadığını düşünüyor. Kederi öylesine derin ki, insanlardan nefret etmesine kadar varıyor.

Boğazına kadar depresyonda boğulan kahramanımız, günlerini kimsenin duymaya ihtiyacı olmayan gerçekleri bir tokat gibi milletin yüzüne çarparak geçiriyor. Kasaba halkının yerel gazeteye haber olmak için yaptıkları şeyleri küçümsüyor, iyimser iş arkadaşlarına göz deviriyor, ona buna homurdanıp duruyor. Market çalışanları, mahalle sakinleri, postacı işte etrafındakiler de bunu idare ediyor, kimse ona ne denli tatsız ve kaba bir adam olduğunu söylemiyor. Bir de sabah akşam içip, rahmetli karısının anılarını yâd ediyor.

Tony ve hıyarca yorumlar yaparak hevesini kırdığı bazı iş arkadaşları.

Bilgisayarın karşısına şarabını alıp, karısı Lisa’nın (Kerry Goodman) ölmeden önce hazırladığı, onsuz hayatına nasıl devam edeceğini anlatan videolarını izleyip duruyor. Yalnızca videolarından tanıdığımız Lisa, gerçekten olağanüstü bir kadın, neredeyse hiçbir falsosu yok. Evlilikleri, dünyanın en uyumlu evliliği. Artık bu Tony onu neredeyse bir azizeymiş gibi hatırlamak istediği için mi, ya da eskiye tutunmak ona daha güvenli geldiği için mi bilemiyoruz ama.

Tony ve dünyanın en nazik ve olgun insanlarından biri olan mezarlık kankası Anne.

Tony’nin çevresine gelecek olursak;  aynı zamanda gazetenin yayın yönetmeni olan, evlilik krizleri yaşayan kayınbiraderi, karısının mezarını ziyaret ettiği zaman dertleştiği bir başka dul, kendisine öğretilenleri anlamak için gözünü kulağını dört açan hevesli iş arkadaşı, iyi kalpli bir fahişe, sağı solu dökülen paspal postacı ve babasının kaldığı huzur evinde çalışan şefkatli bir hemşireden (Ashley Jensen) ibaret. Tüm bu karakterlerin hepsi de aslında, hayatlarında bir kalp ağrısı çekmişler, bunu tamir edip hayatlarına bir yön vermişler. 

Tony’nin sosyal çevresi.  Kasabanın postacısı ve fahişesi.

Tony zehirli kelimelere ve tatsız tavırlarına gücünün yettiği yere kadar büyük bir inatla yapışıyor. Ancak, tıpkı bize de olduğu gibi öyle anlar oluyor ki hayatı neyin yaşamaya değer hale getirdiğini bizzat tecrübe ediyor. Yeni ve farklı mutluluklar olduğunu fark etmeye başlıyor. After Life’ı, en zor koşullarda bile hayatın duru ve merhametli bir şekilde yaşanabileceğini gösterdiği için seviyorum. 

Son sözüm acımasız eleştirilere yönelik

After Life’ın ilk sezonunun ardından sosyal medyada bir sürü çok bilmiş yoruma denk geldim, sanki Ricky Gervais’i en iyi tanıyan onlarmış, bu çok kafadar arkadaşları sonradan bozup, eski eğlencesini kaybetmiş gibi. Belli ki halden hiç anlamıyorlar. Halbuki insanlar değişir. Dürüst olmakla, zalim olmak farklı şeyler. Nezaket, sevecenlik ve merhamet, başka kapıları da açabiliyor. After Life tam da bu bakımdan bana çok iyi geliyor. İkinci sezon birincinin neredeyse aynısı olsa bile.

 

DEFNE AKMAN







YORUMLAR




DİĞER HABERLER