Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Amirim, iyi haftalar dilerim!

Emniyet Teşkilatı 171 yaşında. 4-10 Nisan 2016 tarihleri, ülkemizde polis haftası olarak kutlanıyor. Ekranlarımızda da bu kapsamda çeşitli yayınlar yapılıyor. Örneğin TV8’de sabahları yayınlanan Aramızda Kalmasın’da 5 Nisan Salı, sunucu Deniz Akkaya, polis teşkilatının mutluluğumuzun önemli ögelerinden biri olduğunu “hepsi o araçlardan iniyorlar değil mi?” diyerek belirtirken, diğer sunucu arkadaşı Funda Özkalyoncu “Ben çok memnunum. Tebrik ediyoruz teşkilatı. Adli suç oranının daha az olduğunu okumuştum. Onlar sonuçta bizim huzurumuz için çalışan insanlar,” sözleriyle görüşlerini dile getirdi. Programın üçüncü sunucusu Jess Molho ise, “Bu kadar! Bunu bilerek yaşayacağız. Nice nice inşallah. Emniyet teşkilatımızla huzurlu yıllara,” ifadesiyle arkadaşlarını coşkuyla destekledi.

Kış Güneşi’nde Arif Komiser ve ekip arkadaşları merkezde polis haftasını kutluyor.

Yalnızca magazin programları değil, bu hafta diziler de pek aktif. Show TV’de yayınlanan Kış Güneşi dizisi de, Polis Haftası’nı unutmadı. Yine 5 Nisan Salı akşamı yayınlanan bölümünde çok özel bir sahneye yer verdi; “Polis Haftası Kutlu Olsun” yazılı bir pasta ve alkışlar eşliğinde Arif Komiser’e polis arkadaşları sürpriz yaptı. Arif Komiser de, “Allah vatanımızı ve canımızı korusun arkadaşlar,” sözleriyle pastayı keserek teşkilata selam gönderdi.

Kimbilir benim kaçırdığım daha ne şahane sahneler vardır. Hafta boyunca tahminen hep birlikte bunlara şahit olacağız.

Televizyon çoğu kişinin polis hakkında fikir edinebileceği en temel kaynaklardan biri.  Beklentilerimiz televizyonda gördüklerimize göre şekilleniyor. Hizmete hazır, güvenilir, becerikli, adaplı ve adil polis fikri televizyondan edinilen bir imgelem.

Popüler dizilere baktığımızda şöyle yansımalar görülüyor;

Dünya vahşi, kötü ve acımasız. Polisler ise bizi bunlardan korumak için var. İyi ve kötünün mücadelesi üzerine kurulu hikayeler, gerçekçi yansımalar ile polis teşkilatına methiyeler arasında gidip geliyor. Stereotipler ise dolu. Bununla birlikte alışılmışın dışında karakterlerin kullanıldığı diziler de var. Örneğin, Pazar gecesi Star TV’de ikinci bölümü yayınlanan 46 Yok Olan’da Yasemin Allen tarafından canlandırılan Selin Komiser, afacan ve korkusuz, Saygın Soysal tarafından canlandırılan Başkomiser Doğan ise, daha temkinli ve terbiyeli. Adeta Mulder ve Scully gibiler.

Derbeder Behzat Ç’den sonra akça pakça, temiz suratlı polis görmek iyi geldi sanki. Selin komiser külyutmaz olduğunu göstermek için erkeksi tavırlar sergiliyor ama en azından derli toplu, ekmeği ağzıyla kopararak falan yemiyor çok şükür.

Bürokrasi mi, o da ne? Televizyonda polisler, erkeksi, akıllı, tüm dövüş tekniklerine hakim, fit, saldırgan, aktif, zanlıları gözü kapalı yakalayan insanlar olarak portre ediliyor. Hâlbuki polis memurlarının işlerinin önemli bir bölümü tutanak tutmak, raporlamak, tüm detayların kayda geçirilmesinden oluşuyor. Dizilerde genellikle büroda bu tür işleri yapanlar kadın polis memurları.

Sevimlilik ve polis teşkilatı: Poyraz Karayel’de, polislerin dünyası komiklikler ve sevimliliklerle dolu. Polis telsizini ele geçiren tatlı çocuklar, oğlunun gönlünü almak için sirenleri açıp, emniyet aracıyla tur atan polis baba gibi şirinlikler var. Poyraz Karayel’de polis teşkilatı hep insani ve güler yüzlü.

Poyraz Karayel, polis değil adeta Blues Brothers.

İtiraflar: Televizyonda birini itiraf ettirmek çok kolay, zanlılar suçluluk duygusu içinde daha doğru dürüst sorgulanmadan dökülmeye başlıyorlar. Hâlbuki sorguda ümitsizliğe kapılıp, çözülüp baskı altında işlemediği suçları üstlenmenin kendileri için daha doğru olduğunu düşünen insanlar çok. Bu durum neredeyse televizyonda hiç gösterilmiyor. 2006’dan bu yana yayınlanan ve bu Cuma Kanal D’de 396. bölümünü izleyeceğimiz Arka Sokaklar kuşkusuz polis deyince ilk aklımıza gelen dizi. Burada polis, her bölüm bir kovalamaca içinde. Hayatları çatışmayla geçiyor. Kimse de ellerinden kurtulmuyor, maşallah zehir gibiler. Yakaladıkları uyuşturucu satıcılarına bile  “Oğlum n’apıyorsunuz siz niye zehirliyorsunuz milleti?” diye babacan bir tavırla yaklaşıyorlar; hemen itiraf etmesi için ikna ediyorlar, böylece ana kaynağa hemen ulaşıyorlar.

İnsan hakları ihlalleri: İnsanların yaşam haklarını ve özgürlüklerini ihlal eden polisler elbette televizyonda gösterilmiyor. Arama emri olmadan milletin evine dalmak, ayrımcı muamele, ölçüsüz şiddet uygulamaları polise karşı güvensizlik doğuracağı için yer verilmiyor. Ya da bazen kötü adamları yakalarken arada böyle tatsız şeyler olabilir mantığıyla hareket ediliyor. Örneğin Pazar akşamları ATV’de yayınlanan Evli ve Öfkeli’de, Murat (Sarp Akkaya) sorgu sırasında morali bozuk olduğu için adamın gırtlağını sıkınca Esra (Birce Akalay) elinden aldı. Buradan çıkartmamız gereken fikir, polislerin de arada canının sıkılabileceği, zor günler geçirebileceği.

Kuruluyum yay gibi, uçuyorum tay gibi! Rıza Baba ve ekip arkadaşları halkımızın 24 saat boyunca hizmetinde. Onlar yemez, yedirir, giymez giydirir. Yeri geldiğinde bir anne-baba gibi şefkat gösterir.

Nezaket ve polis: Polisler, ekranda çoğunlukla nazikler. ATV’de yayınlanan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da üçüncü bölümde mafya babası Hızır’ı (Oktay Kaynarca) daha sonra 13. bölümde karısı Meryem’i (Deniz Çakır) evlerinden alırken ve kelepçelerken dikkatli ve saygılı tavırlar sergilediler.

Polisler de sever. Evli ve Öfkeli’nin romantik çifti, mesai arkadaşları Esra ve Murat komiser.

Büyük Umutlar: Televizyonda ortalama bir polisin günlük yaşantısı cinayetler, entrikalarla dolu olarak gösteriliyor. Gerçek dünyada tüm toplumun vicdanını derinden yaralayan cinayetler hiçbir zaman aydınlatılmazken televizyonda tüm suçlar aydınlatılıyor. Polisin yöntemleri kimi zaman sert olarak gösterilse de, sonuçta her zaman polise olan güven bir kez daha yenileniyor.

Kötülerin yaptıklarının yanına kaldığı sürece, polisli dizileri severek izleyeceğimiz kesin. Televizyonda bile olsa, hırsızların, katillerin, tecavüzcülerin, zorbaların yakalandığını görebilmek güzel çünkü. Acımasız dünyamızda iyi insanların da olduğunu, doğru davranan adil kişilerin varlığını bilmeye ihtiyacımız var. Ayrıca oturduğumuz yerden maceralara akıyor, adaletin yerini bulduğunu, karanlığın içinde yolunu arayanlara yardım eli uzatıldığını görüyoruz. Daha ne olsun yani.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER