Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
"Ben anlamam, toptan tüfekten..."*

Sevgili Ekranellacılar insanlık olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Saklanamayacak boyutlarda bir gerilim ve çatışma var tüm dünya çapında.

Referanduma yaklaşırken, üç farklı kanalda birden yayınlanmaya başlayan asker dizileri de bu çatışma, korku ve nefret ortamına paralel olarak oluşmuşa benziyor. Bulunduğumuz coğrafyada uzun yıllardır süren bir savaş var, askerlik ise hayatımızın bir parçası, bu nedenle asker dizilerinin yapılması kadar doğal bir şey yok. Diğer yandan bu dizilerin kimlerin hangi ihtiyaçlarına yanıt verdiğine, söylemine dikkat etmekte fayda görüyorum. Zira insanlığın çoğunluğu, eğer travmalar yaşamış, radikal saplantılı, kişilik bozukluğundan muzdarip değilse ya da gizli gündemi falan yoksa kavga gürültü, gerilim, yıkım, masum insanların acı çekmesini istemiyor. Böyle olduğuna inanmak istiyorum.

Gökten zembille inmiş gibi bir anda ekranlarımızda beliren savaş, asker, vatan, millet temalı İsimsizler, Söz ve Savaşçı dizilerinin ortak paydalarını sizler için inceledim.

Söz’de Avatar Atakan da oynuyor ama  rolü çok az. Neredeyse hiç konuşmuyor. Çok şikayetçiyim.

Zıtlıkları kullanarak anlatmak

Zıtlıkları kullanarak hikâye anlatımı haberlerden çok alışık olduğumuz bir anlatım şekli. Çatışma üzerine kurulan bir hikâye zıtlıklardan beslenir. Örneğin, Kanal D’de yayınlanan Barakuda Film ve Es Film yapımı İsimsizler’de yasa dışı örgütlenmenin karşısında iyi niyetli ve kahraman ordu, kaymakam ya da devlet var.

Bize karşı onlar

Kimileri için bir topluluğa bağlı olmak çok önemlidir. Bu onlara kolektif bir kimlik verebilir. Kendilerini bir topluluğun parçası olarak daha güvenli ve üstün bir konumda hissedebilirler. Bu onları diğerlerine karşı duyarsız ve tahammülsüz hale getirebilir. Farklı topluluklarla arasına barikat kurmak ihtiyacı korkudan kaynaklanır. Her üç dizide de aynı toprakları paylaşmamıza karşın taraflar son derece net biçimde ayrılmış durumda. Dost görünen ama insanları birbirine kırdıran müttefikler, ülkemizin ilerlemesini istemeyen yasa dışı örgütler, yardım ve yataklık yapan belediye başkanları bir yanda, vatan uğruna şehit olup hakka yürüyen askerler diğer tarafta.

İsimsizler dizisinin resmi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlarından bir örnek.

Top tüfek sevgisi

90'lı yıllarda ana akım kanallardaki haberleri hatırlar mısınız? Her gün saatlerce tatbikat izler, alınan topun tüfeğin çetelesini öğrenirdik. Başka ülkelerde kimsenin bilmeyeceği kadar füze çeşidi, silah markası bilir, her gün bu envanterin sayılıp dökülmesine, hamasi nutuklara maruz kalırdık. Bu dizilerde de işte aynı 90’lı yılların haber tonunu yakalamak mümkün. Askerler,  bir misyona giderken, nasıl hazırlanıyor, hangi idmanları yapıyorlar, nerelerden geçiyorlar, nasıl haberleşiyor, bir harekâtı nasıl planlıyorlar hepsini adım adım izliyoruz.

İnsan değil şeytan

Bir başkasını serinkanlılıkla öldürmek son derece zor bir şey olmalı. Bu noktaya gelebilmek için karşı tarafı makineleştirmek, kimliksizleştirmek, insanlıktan çıkartmak gerekir. Ancak karşı tarafı insanlık dışı bir yaratık olarak görürsek, duygular ortadan kaldırılırsa çarklar dönmeye başlayabilir. Star TV’de yayınlanan yönetmenliğini Yağız Alp Akaydın’ın üstlendiği, senaryosu Ethem Özışık’a ait olan Söz’de Tolga Sarıtaş’ın canlandırdığı Yavuz Karasu karakteri, kız arkadaşı “Daha önce birini öldürdün mü?” diye sorduğunda; “Ben askerim, kimseyi öldürmem; etkisiz hale getiririm,” şeklinde yanıtlıyor örneğin. Bizden ideolojik farklılıkları olan insanları; bize benzer deneyimleri, aileleri, umutları, fikirleri, hayalleri, düşünceleri olan insanlar olarak görmediğimizde böyle konuşmaları duyuyoruz haliyle.

Karışık kafalar

Televizyon, belirli bir konu hakkında nasıl düşüneceğimizin, konuşacağımızın sosyal yapısını oluştururken elbette büyük rol oynuyor. Yaratılan ve tedavüle konan anlamlar, sosyal normlar da gücü kim elinde tutuyorsa, onun lehine işliyor.

Fox TV’de Pazar akşamları yayınlanan ve oyuncu kadrosunda Murat Serezli, Berk Oktay, Yıldız Çağrı Atiksoy gibi isimlerin yer aldığı Limon Film yapımı Savaşçı ise, Balyoz kapsamında tutuklanan komutanın 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasının ardından kendi timini kurmak üzere görevlendirilmesiyle başlıyor. Bundan daha bir sene önceye kadar bu kapsamda hüküm giyenlerin hain ilan edildiğini düşünecek olursak, hainlerden kahramanlara doğru bu hızlı çark etme durumu izleyiciyi şaşırtıyor.

Her vicdan sahibi insanın hassas noktası şehit cenazeleri, gözü yaşlı anneler, evlilik hayalleri kurarken acı haber alan nişanlılar, her üç dizide de sıklıkla kullanılan temalar.

Korkulardan korku beğen

Bir insanın ülkesini sevmesinde elbette hiçbir tuhaflık yok. Ama tıpkı nasıl annemizi, çocuğumuzu, eşimizi diğerlerine oranla daha üstün olduğu için değil sadece bizim oldukları için seviyorsak, burada da benzeri bir durum geçerli. İnsanlar topluluklardan ibaret değil, her biri saygı duyulmayı hak eden, eşit bireyler. Bu, aramızdaki temel farklılıkları görmezden gelmek anlamına da gelmiyor. Ama bu farklılıklar birimizi diğerinden üstün kılmadığı gibi savaşın temelini de oluşturmamalı.

Ben bu dizilerden epey korku dolu bir ülke olduğumuz anlamını çıkarıyorum. Ya köşemize sinip saklanmak, ya da dışarı çıkıp bize benzemeyen herkesi yok etmek istiyoruz sanki. Tolerans, aynı fikirde olmadıklarımıza katlanmak, diyalog işe yaramıyor. Tersine, eskisine oranla çok daha kızgın ve umutsuzuz. ‘Bize karşı onlar’ zihniyeti, bir başkasını insan olarak görmeyi beceremeyişimizin berbat bir tezahürü. Daha iyisini başarabilir miyiz? Vallahi bilmiyorum.


*Sezen Aksu, Ne Haber Aşktan? 

 

DEFNE AKMAN

YORUMLAR




DİĞER HABERLER