Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
''Ekin mi Koç? Kerem mi Bürsin? Bizim dengemizi bozmayınız!''

Merhabalar...

Uzunca bir süredir ekranlarımızı ve magazin gündemini meşgul eden iki jönümüz var. Biri Kenan İmirzalıoğlu diğeri ise Kıvanç Tatlıtuğ. Best Model of Turkey yarışmasından çıkıp zirveye oturan bu ikiliden Kenan 17 yıldır, Kıvanç ise 12 yıldır hayatımızda. Bu iki yakışıklı, kadınların hayranlığının yanı sıra erkek seyircilerin de sevgisini kazanmış durumda. Arkadaş muhabbetleri arasında ''Sence Kenan mı yakışıklı, Kıvanç mı yakışıklı?'' diye dönen geyikleri ve karşılaştırmaları da çokça yapılmıştır. Ve dahi hala yapılmaktadır da. E haliyle zaman geçiyor ve bu yakışıklıların da yerine geçecek civanmertler dizilerde boy göstermeye başladı bile.

Bence Kenan ve Kıvanç'ın tahtına aday iki yetenekli genç şu ara yükselmekte. Gerçi onların yakışıklılıkları ve karizma kat sayıları bir yarışma jürisi tarafından tescilli değil ama, oyunculuk adına yıldızları oldukça parlak. Üstüne artı olarak hem yakışıklılar hem de karizmatikler. Bu iki genç işleriyle gündemdeler ve sanırım ilerleyen günlerde adlarından çokca söz ettirecekler; kim mi onlar? Biri Ekin Koç diğeri ise Kerem Bürsin.

EKİN KOÇ

21 Haziran 1992 İstanbul doğumlu ve biz onu ilk defa, Sana Bir Sır Vereceğim adlı fantastik dizide Tilki karakterini canlandırırken gördük. Ekin'in oyunculuğu, ilk dikkat çeken özelliği; baştan bunu bir belirteyim. Güzel bakan gözleri, karakteristik bir yüzü ve seksi bir havası var. Sana Bir Sır Vereceğim'de ekrana düşen ilk görüntüsü güneş gözlükleri üzerinden it it bakan, ''Bu neymiş yahu?'' dedirtecek kadar deli havasıyla insanı sahneye kilitleyen haliyle oldu.



Seyrettikçe seyrettikçe ''Vay arkadaş! analar neler doğuruyor, tü tü maşallah,'' söylemleri, ''Vayy!! sağlam da rol kesiyor, gence bak sen!'' söylemlerine dönmeye başladı. Biz erişkinler bunları söylerken genç kızlarımız tabii ki Ekin'e meftun olmakta hiç vakit kaybetmediler. Hatrı sayılır fazlalıkta fan kitlesi var.

Fox tv can sıkıcı bir şekilde diziyi yayından kaldırdığında hayranları ortalığı ayağa kaldırdı. E valla haklılardı da... Dizi gayet de iyi giderken ne olduğunu anlamadan bir kıyıma kurban gitmişti çünkü. Ve bir sezon boyunca Ekin'den haber alamadık. Ta ki Benim Adım Gültepe tanıtımları görücüye çıkana dek. Ve bir baktık ki, Johnny Depp'in gençlik hallerinin Türkiye şubesi olan Ekin'imiz sefalet içinde yaşayan gecekondu mahalleli Seyfi olarak karşımızda. Dizinin senaristi Vural Yaşaroğlu'nun soyadını taşıyan Seyfi Yaşar karakteri ile sağlıklı, ışıl ışıl parlayan adam gitmiş avurtları çökmüş fakir kası diye tabir edilen (Bağlan'cığım selamlar bebeğim, ahahahah) çıkık elmacık kemikli yüzüyle ve keskin ifadesiyle bambaşka bitirim kılıklı bir Ekin gelmiş. Valla iyiki de gelmiş. Şu kılıkla bunca parlar mı bir insan? Yetenekli olunca parlayabiliyormuş demek ki. Adam canlandırdığı Seyfi'nin (fukaralıktan) paspal ve pırtık haliyle bile seksi ve havalı. ''Seyfi bitirim ya, Ekin de öyleymiş meğerse,'' dedirtecek kıvamda bir performans sergiliyor.

Gültepeli Seyfi

Seyfi'nin etrafı acılarla ve sefaletle çevrili, e doğal olarak onun da isyankar ve düzene başkaldıran bir genç olması kaçınılmaz. Ekşi Sözlük yazarlarının Seyfi Reyizz dediği karakter, babasıyla zıt düşen ama abisine toz kondurmayan, kendisinden yaşça küçük mahalleli kardeşlerine kol kanat geren bir ağabey aynı zamanda. Kendisi gibi isyankar bir kız olan Nazlı ile yakınlaşması kaçınılmazdı ve altıncı bölüm itibarıyla Seyfi'miz aşık da oldu. Ve ne olduysa zaten ondan sonra oldu. Aman yarabbi Seyfi'nin aşık oluşuna gözleri ile vücut diliyle an be an saniye saniye izlerken şahit olduk. Elle tutulacak kadar gerçekçi o anları ekran karşısında 32 diş sırıtarak izlemeyen yoktur sanırım.



Ekin kendisinden çokca söz ettirecek ve ben inanıyorum ki karakteristik yüzü, ekrandan ateş eden havasıyla ve tabii ki oyunculuk gücüyle hepimizi gururlandıracak. Potansiyeli yüksek ve geleceği parlak. Çalışarak, okuyarak ve daima oyunun içinde olarak varlığını sürdürmesi tek temennim.

He bu arada, ben de kendisinin fangirl kıvamında hayranı olduğumu not düşmeden geçmiyim. (Ekin'ciğim selam ederim canım <3 )


KEREM BÜRSİN

4 Haziran 1987 İstanbul doğumlu. Kerem ile tanışmamız Güneşi Beklerken adlı gençlik dizisi ile oldu. Canlandırdığı Kerem Sayer karakteri; zengin, güç sahibi, belalı ve sorunlu bir gençti. İlk gördüğümüzde herkesin ortak düşüncesi (eminim) aşağı yukarı ; ''Ya yakışıklı falan da değil, şeytan tüyü var galiba," kıvamındaydı. Gerçekten Kerem Sayer'e ilk bölümde gıcık olup marazi bir merakla peşine takıldı herkes. Çünkü genç adam inanılmaz bir enerji ile parıl parıl parlıyordu. Kayıtsız kalmanın imkanı yoktu bir kere, bunu bir kabul edelim. Senaryosu fiyaskolukta bir dünya markası olan diziyi herkesi peşine takarak 40 küsur bölüm izletti.

Kızıl saçları (bizde kırmızı kafa derler) ve hafif kepçe kulakları ile yakışıklı bile sayılmayacak Kerem'in yaydığı elektrik hepimizi zavallı bir Pikaçu'ya çevirmişti a dostlar.

Kerem Bürsin için ilk yazımı dizi yayınlanırken yazmıştım oradaki tanımı izninizle buraya da not düşmek isterim;

''Kerem Bursin/Kerem= Atarlı, arızalı bir ergen ne kadar olmalı sorusuna, na bu kadar dedirtiyor. Sayesinde bu yaşımızda oturup liseli bir oğlan için sübyancılığı olumluyoruz. Yazık, cidden günah! Kerem’in ruh hastalığına kızmıyor, ağzını eğerek dalga geçtiğinde ağzına kürekle vurmak istemiyoruz bile. Her türlü puştluğu yapabilir kendisi, sonsuz krediler veriyorum kendisine. Zinhar, 'çüşşş abarttın' falan demeyi düşünmüyorum. (sısısıısısıısısısısısısısss) çookkk saçmaca denize girebilir çoookkk saçmaca üstsüz dolaşabilir sorun değil.''



Tabii aura etkisi geniş olan bu genç adamın muhteşem gülümsemesinin yanı sıra sağlam fiziği de bu kadar ilgi çekmesine sebep oldu diyebiliriz. Mankenlikten gelmiyorsa kendine bakmayan jönlere alışkın olduğumuz için hem kendine bakan hem yetenekli bir oyuncu görmek tabii ki bayağı bir infiale yol açmadı değil hani. Oysa ki Kerem olması gerektiği gibiydi. Olması gerektiği gibi olmayan diğerleriydi. Ve tv programlarında görgüsüz bir şekilde ''hadi bize baklavalarını göster'' denilen bayağılıklarla bile karşılaştı. Halbuki Kerem baklavayı Antep'in meşhur tatlısı sanıyordu belki de. (Bu arada o programlarda sixpacklerini açıp gösterecek kadar görgüsüz ve banal olmadığın için teşekkür ederim Kerem'ciğim.)

Şeref Meselesi'nde Yiğit Kılıç olarak izleyeceğiz Kerem'i.

Kerem Sayer macerası bitti ve Bürsin şu ara Seray Şahiner'in yazıp Altan Dönmez'in yöneteceğiŞeref Meselesi için sette çalışıyor. Ve ben eminim ki yeni karakterini de Kerem Sayer'i canlandırdığı gibi başarı ile canlandıracak. İlk gençliğinde ailesiyle göçebe hayatı yaşamış olan Bürsin'in tek handikapı maalesef aksanı. Çok konuşarak ve çok okuyarak biraz da diksiyon dersi ile halledilmeyecek bir sorun değil Allahtan. Heyecanla ve sabırla Şeref Meselesi için gün sayan fangirl'lerinden biri olarak; seyrederken ekrandan yaydığı o pozitif etkisini ve muazzam gülümsemesini hiç kaybetmemesi dileklerimle....

YORUMLAR




DİĞER HABERLER