Geçtiğimiz yaz yepyeni bir çok kadın karakter geldi ekranlara. Defne, Güneş, Selin, Nazlı, Aslı, Ayşegül, Yaz, Umut... Kimiyle vedalaaştık, kimiyle yolculuk devam ediyor. Kış ekranının dağarcığımıza ekleyeceği yeni isimler de şöyle:
Meryem (Deniz Çakır):
Genç, güzel ve gözü kocasından başka hiçbir şeyi görmeyen bir Carmela Soprano sanki. Mazallah Hızır'a bir şey olsa bütün ekibi rahat yönetir. Vücuduna oturan kloş etekli giysileriyle çok hoş bir anne, hem de bir kadının karnındaki bebeğini düşürtmek için adam tutacak kadar gözü kara bir zalim. (Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz)
Hayriye (Sabina Tozija):
Sultan Süleyman'ın süt annesi Afife Hatun neyse, Hızır Çakırbeyli'nin annesi Hayriye Hanım da aynen o tür bir kadın. Burada işi daha zor çünkü görevi sadece haremde dengeleri sağlamak değil, yeraltı dünyasının hüküm vericilerini de etkilemeye çalışıyor. Fakat davudi sesiyle ağır ağır konuştukça, insan diyor ki: Ne derse o! (Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz)
Leyla (Zerrin Tekindor):
Herkesten kaçıp sığındığı mahallenin yakışıklı civanıyla kankalığın keyfini sürerken geçmişini bir anda karşısında buluverdi. Kılını kıpırdatmadı ama sırf yüz ifadesinden midesine ne ağır bir yumruk yediğini anladık. Belli ki bu korunaklı hayatı büyük bir fırtına bekliyor. Güzellik ve zarafet bir yana, ekranda doya doya iyi oyunculuk izlemeyi özlemiştik. (Kara Sevda)
Nihan (Neslihan Atagül):
"Doğruluk mu cesaret mi?" diye sorduğunda, Kemal "Çok Amerikan," diye terslese de, o cesareti seçti ve iki kere görüp çok aşık olduğu genç adamı öptü. Sonra "Hayatımda klişeler yok, onları hayatımdan uzak tutarım," dedi ve en beylik klişelerden birini gerçekleştirdi, ailesi için kendini ateşe atıp sevmediği Emir'le evlendi. Nihan'la Emir ve Nihan'la Kemal arasındaki kimya bana pek geçmedi ama Emir ve Kemal kıvılcım çaktırır, Nihan da ancak öyle tutuşur gibi duruyor. (Kara Sevda)
Gönül/Jülide (Gökçe Bahadır):
İlk bölümde onu sevdiği, evlenmek üzere olduğu varlıklı doktor nişanlısından şiddet gören hemşire Gönül olarak izledik. Tektaşını muhtemelen kendi almayan ama gözümüzün önünde çatırt diye kırılan parmağına atelini tek başına takan Gönül, her şeyi unutup Jülide olacak. Ve belli ki şiddete boyun eğmemenin kitabını yazacak. Bu süreçte o çok gür, parlak kestane saçları da hep salkım saçak bırakmasa keşke. (Hatırla Gönül)
İz (Leyla Lydia Tuğutlu):
Esamesi okunmuyordu, birdenbire 'efso' bir karakter olarak geldi. Önce Defne'nin Ömer'e hediyesi olan kitabı aldı, ardından Ömer'i de derdest edip götüreceğini açıkladı. Ortamı alevlendirdi, Defne hayranlarını sinirlendirdi. Ömer'i alamayacağını biliyoruz da, bakalım gerçekten bir ay sonra gidecek mi, yoksa oturma iznini mi uzatacak? (Kiralık Aşk)
Sude (Melisa Şenolsun):
Annesinin kızı olarak geldi, masaya oturdu. Şimdilik Sinan'la meşgul ama ortalığı karıştırma potansiyeli hayli fazla. (Kiralık Aşk)
Meltem (Hare Sürel):
Ejderha Dövmeli Kız'ın yerli versiyonu, Poyraz'ın kızkardeşi olarak çıktı karşımıza. Ömrünü hapiste geçireceğini sanırken, aslında suçsuz olduğunu öğrendik. Dizilerde derhal tecelli eden adalet Meltem'i özgürleştirecek, özgür Meltem de Zülfikar'ın kalbine hapsolacak gibi görünüyor. Yarısı kazınmış saçları çok havalı. (Poyraz Karayel)
Despina (İdil Fırat):
Olgun, tek başına ve korunmaya ihtiyacı olan bir hanım. Aktif kabadayılıktan elini ayağını çekip kendini torununa ve çiçeklere vermeye kararlı Bahri Baba'ya düzenli olarak piyano çalsa, ikisine de çok iyi gelir sanki, kim bilir? (Poyraz Karayel)
Zeynep (Defne Samyeli):
Kurtlar Vadisi Pusu'nun o kadar geniş bir izleyici kitlesi var ki, dizi tarihimizin en iyi yazılmış kadın karakterlerinden biri olan Elif Eylül'den sonra diziye giren bütün kadın oyuncular o kitlenin önüne görücüye çıkar gibi çıktılar. Polat'ın kalbine de uğrayıp geçtiler. Yüksek topukları, kırmızı ojelerinin yanı sıra aksesuarları arasında susturuculu otomatik silah da bulunduran Zeynep, Polat'ın geçmişinden gelmenin avantajıyla kalıcı olur belki. (Kurtlar Vadisi Pusu)
Zeynep (Begüm Birgören):
Türk filmlerinden alışık olduğumuz derecede kötü bir baba ve kız kardeşin, mümkün olan en klişe kötülüklerinin kurbanı Zeynep. Ama kendisi, tüm bu klişelerin aksine, dokuz yıl önce koynundan koparılıp alınmış bebeğine yeniden kavuşunca, feryat figan oğluna sarılıp onu öpücüklere boğmayacak, oğlunun psikolojisini her şeyin üstünde tutacak kadar modern ve soğuk kanlı bir anne. Bütün kötülükleri tıkır tıkır çözüp, herkesin yüzüne vurduğu gibi, oğlu ve kendisi için en sağlıklı geleceği kuracağına da şüphe yok. (Bir Deniz Hikayesi)
Kaynak: Hürriyet