Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Fi : Ev alma komşu al

Televizyon adına bir yenilik yok, saatlerce süren diziler birbirini tekrar edip duruyor deliler gibi sıkıldım derken umut verici gelişmeler de oluyor. BluTv’nin ardından Kasım 2016’dan bu yana Doğuş Grubu’nun online TV platformu puhutv sayesinde başta yerli içerik olmak üzere, sayısız film ve diziyi yüksek kalitede laptop’umuzdan, tabletimizden telefonumuzdan izleyebiliyoruz. Ama esas büyük yenilik, 60 dakikalık özel yapımları hayatımıza sokmaları oldu.

Azra Akilah Kohen’in çok satanlar arasında yer alan Fi,Çi, Pi üçlemesinden Fi’nin uyarlaması, Vodafone’un ana sponsorluğunu üstlendiği Ay Yapım prodüksiyonu Fi dizisi 31 Mart Cuma akşamı Volkswagen Arena’da düzenlenen bir organizasyonla medya ve yapım dünyasına tanıtıldı, o gece platforma dizinin üç bölümü yüklendi.

İşte görkem, işte estetik. Çirkin evler, çirkin insanlar, sıkıcı hikâyeler, bin yaşında gibi konuşan insanlardan bıkmıştım. Fi, ilaç gibi geldi.

Tanıtım son derece özenli ve iyi planlanmıştı. Oyuncuları yakından görmek, heyecanlarına tanık olmak da güzeldi elbette ama ben açıkçası bir an evvel eve gidip diziyi izlemek istedim.

Fi, öncelikle nefis görünen, çok cazibeli bir dizi. Güzel evlerde, güzel ofislerde çalışan dünya güzeli insanlar, iyi reji, iyi oyunculuk ve iyi müzik var. Helikopterler, av sahneleri, dans stüdyoları, aşk, meşk, ihtiras hepsi burada. İnsan, gözünü alamıyor. Ayrıca dizi çok sürükleyici, üç bölüm bir anda bitiyor.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır

Can Manay (Ozan Güven) üniversitede ders veren, televizyonda program yapan ünlü ve saygın bir terapisttir. Böyle yeni nesil kişisel gelişim guruları gibi birini düşünün.

Duru (Serenay Sarıkaya) sevgilisi kompozitör Deniz (Mehmet Günsür) ile birlikte yaşayan bir dansçıdır. Ancak potansiyelini sonuna kadar kullanmamakta, Deniz’in gölgesine sığınarak yaşamaktadır.  Ta ki bir gün Can Manay, yanlarındaki evi satın alıp hayatlarına sızana kadar.

İşte Black Swan. Kafasındaki beyaz tüylerin arasına taktığı kırmızı tüy yalnızca Vodafone kırmızısı değil, aynı zamanda ihtiras, hırs, kendini aşmak gibi vaziyetleri de temsil ediyor. Tüy deyip geçmeyin yani.

İflah olmaz çapkın Can Manay, Duru’yu görür görmez ona vuruluyor; neden, çünkü onda mutlak güzelliği görüyor. Duru’ya fena halde sarıyor, sabah akşam onu izliyor. Beklenmedik zamanlarda evlerine geliyor, kızın karşısına çıkıp duruyor. Bu, bazılarına çok çekici, romantik gelebilir ama bence hiç değil, son derece ürkütücü. Can Manay, kızın hayatına dolaylı yoldan olsa da burnunu sokup duruyor, ayağına diken mi battı çıkartıyor, dans gösterisinin sponsoru mu yok, gerekli kaynağı buluyor. Üstüne ince zevkler, yakışıklılık, para ve ünü de ekleyin. Havalı gibi görünüyor değil mi? Ama siz siz olun bunlara kapılmayın derim. Can Manay aslında, soğuk, kontrolcü ve fena halde manüpilatif bir adam.

Can Manay , ağzı açık hayranlık içinde Duru’yu izlemediği zamanlarda genelde böyle. Yüzünde hep bir memnuniyetsiz, başkalarına tepeden bakan bir ifade. Onun yüksek standartlarına uymak çok zor.

Duru da giderek Can Manay’ın ona olan ilgisini fark etmeye başlıyor. Birilerinin gölgesinde yaşamak yerine kendisini göstermek yolunda içinde bir şeyler filizlenmeye başlıyor. Ama Duru hayatıyla ilgili konularda yanıtı nedense hep başkalarının bulmasını bekliyor. Yılsonu gösterisi mi yapılacak sevgilisi bir çözüm bulsun istiyor. Olmadı, Can Manay gelip olayı çözsün. Bu insanlar bana neden yardım ediyor diye sorgulamıyor. Henüz pek oralarda değil ya da.

Deniz’e gelince, ilkelerinden taviz vermek istemeyen bir kompozitör. Bu yüzden etrafındaki üniversitede ders verdiği öğrencilerini de, sevgilisini de hayal kırıklığı içinde bırakıyor. Diğer yandan istediği gibi davranacak imkânlara sahip, zaten hep dört ayağının üstüne düşüyor. Aslında Deniz’e de hak vermemek elde değil, çatışmadan kaçınmak ya da Duru’yu memnun etmek için taviz verse ilk başta kendine, daha sonra karşılıklı olma hali için zemin hazırladığı için ilişkilerine zarar verecek. Zaten Deniz’in dünyadan haberi yok, hırkasını giyip müziğini yapıyor.

Deniz ve Duru, yan eve uğursuz komşuları taşınana kadar pofuduk hırkalar giyip, klasik müzik dinleyen, birbirine sarılıp duran yumuşacık bir çiftti.

Acar muhabir Özge

Kişisel gelişim büyük sektör. En çok satan kitaplar bu alanda, konuşmacılar konferans salonlarını dolduruyor, medya şöhretlerini yaratıyor. Can Manay gibi insanlar da kendi halini düşünüp duran, hayatı kendinden ibaret sanan insanlar üzerinden dünyaları kazanıyor. Can Manay, her ne kadar insanların yaşantısını değiştiriyor gibi görünüp, kasılsa da aslında itibarı ile ilgili sorunları var. İşte acar muhabirimiz Özge (Berrak Tüzünataç) burada devreye giriyor. Özge, şefi ona o konuları karıştırmamasını söylemesine rağmen Can Manay ile yaptığı röportajda üstüne vazife olmayan soruları soruyor ve yıllar önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde üç yıl yattığını ortaya çıkarıyor. Bu da onun işine son verilmesine neden oluyor. Mamafih, şimdi Özge, Can Manay’ın hasmı medya patronu Sadık (Osman Sonant) ile anlaşıp kendi magazin sitesini kuracak. Ne demişler, bir kapı kapanır, bir kapı açılır.

Ürkek tavşandan çakala

Bilge (Büşra Develi) Can Manay’ın üniversitedeki psikoloji dersini alan çekingen, ürkek, geçim sıkıntısı çeken yetenekli ve çalışkan bir öğrenci. Makus talihini yenmek için her çareyi denemeye razı. Elbette Bilge kabuğunu kıracak ve içinden hırslı, tuttuğunu koparan, en az Can Manay kadar manipülatif bir kadın çıkacak.

Verimli bir arazi olarak kişisel gelişim

Can Manay’ın etrafındaki insanlar ve danışanları bir eli yağda, diğeri balda olmasına karşın pek dertli. Sorunlarının biricik olduğundan çok eminler. Kadayıf yiyip duruyorum, o yüzden kilo almaya devam ediyorum, kedim beni aslında sevmiyor, ünlü ve yaşlı tiplerle çıkmak istiyorum ama bana bakmıyorlar gibi dertleri var. Bildiğiniz utanç ve değersizlik durumları yani. Can Manay da diyor ki, bir şeyi istiyorsanız ona kendinizin erişmesi gerek, yakalayın yeşil ışığı. Böyle elinde bir aydınlanma bayrağı var gibi. Yap-bozun eksik parçası onda. Kurtuluşumuz ise hemen yanı başımızda anlayacağınız.

Fi’nin galası. Kadroda yok yok. Aralarında Burak Sergen, Tülay Günal, Ekin Koç gibi usta isimler de yer alıyor.

Sizi bilmem ama bana “bir şeyi çok isterseniz ona bir gün mutlaka erişirsiniz”i dinlemekten gına geldi. Bir şeyi deliler gibi istemekten kolay bir şey yok. İsteyin, sabaha kadar isteyin. Yırtın kendinizi yani. Ama onu elde etmek başka hikâye. Gerçek şu ki, kimi insanların durumu diğerlerine oranla daha iyidir. Kimileri daha şanslıdır. Kimilerinin diğerlerine oranla genetik avantajları vardır. Bazen elinizdeki deste hiçbir işe yaramaz. Böyle şeyler olur.

Bu gibi durumlarda size tavsiyem tıpkı Can Manay’ın sıklıkla dizide yaptığı gibi üstüne bir bardak soğuk su içmenizdir. Hararetinizi alır.

Fi’nin ilk üç bölümü şu anda Puhu TV’de sizi bekliyor. Platforma her ay dört bölüm yüklenmesi bekleniyor. İster haftada bir bölüm izleyin, ister hepsini bir anda izleyin.  En starların rol aldığı, son yılların en özenli, tempolu dizisini kaçırmayın. Müptelası olacaksınız.

 

DEFNE AKMAN

YORUMLAR




DİĞER HABERLER