Emir’in avukatlık stajı için İstanbul’a taşınan Kılıç Ailesi, ellerindeki para ile kendilerine bir hayat kurmak istediler. Lakin Sadullah’ın oyunu ile açtıkları kuyumcu dükkânı bir gecede, hiçbir iz olmadan soyulunca ailenin babası Hasan, trajik bir şekilde intihar etti. Bu intihar, ailenin sonunu hazırlayan domino taşı idi.

Babasının intiharının sorumlusunun Sadullah olduğunu öğrenen Yiğit, intikam yemini etti. İlk hedefi ise hiçbir şeyden haberi olmayan Kübra idi. Kübra, Sibel ve Derya’nın tüm uyarılarına rağmen Yiğit’e karşı koyamadı ve hamile kaldı.

Yiğit, bu bebeği kesinlikle istemiyordu. Kübra, Sadullah’ın kızıydı ve Yiğit Sadullah’ın torununa babalık yapmayacaktı. Diğer yandan kalbi de Sibel için atıyordu. Fakat Sibel’le öpüştükleri akşam Kübra’nın çocuğu aldırmadığını ve aynı zamanda evden kovulduğunu öğrenen Yiğit için her şey bir kere daha sarpa sardı.

Yiğit, diğer yandan da babasının intiharının gerçek sorumlularına yaklaşıyordu. Güçlü olacak ve yaşadığı her şeyin hesabını soracaktı. Yiğit, güçlendikçe hırslandı ve hırslandıkça daha fazlasını istedi.

Yiğit’in Sadullah tarafından vurulup hastaneye kaldırıldığı gün, Elif dünyaya geldi. Bunca zaman ona karşı sert durabilen Yiğit, kızını gördüğü anda yumuşadı. Kucağına aldığı ilk an ise aralarında hiç kopmayacak o bağ kurulmuş oldu. Artık Yiğit için en önemli şey Elif ve Elif’le olmaktı.

Elif’i kaçıran Sadullah, Nihat tarafından Yiğit’in karşısına getirildi. Boynunda bir iple… Sadullah’ın gözlerinin önünde ölmesi, Yiğit’i daha karanlık bir dünyaya savurdu.

Yiğit’in Sibel’le Paris’e gidip ona orada evlenme teklif edeceğini öğrenen Kübra, o anın hırsıyla Sibel’in Emir’le geçmişte yaşadığı ilişkiyi Yiğit’e anlattı. Bu Yiğit’in hem Emir’le hem de Sibel’le olan ilişkisini darmadağın etmişti.

Ortalık yangın yeri iken Derya da Nihat’a gönlünü kaptırmıştı. Tabii ki bu karanlık aşkın sonu da karanlık oldu. Derya, Yiğit’e sırtını dönemedi ve Nihat’a karşı Yiğit’le işbirliği yaptı.

Yiğit ve Emir, annelerinin evlerinin önünde kurşunlanarak öldürülmesiyle yıkıldılar. Emir, Yiğit’e artık tamamen sırtını döndü ve “Sen benim kardeşim değil, düşmanımsın,” dedi. İki kardeş arasında kalan son bağ da böylece koptu.

Nihat’ı öldürerek hem annesinin hem babasının intikamını aldı Yiğit… Ama onun için sular hiçbir zaman durulmuyordu.

Kızı ve Kübra’yı alıp ülkeyi terk etmeye hazırlanan Yiğit’i bu sefer de başka bir sürpriz bekliyordu. Emir, Hakkı ile ilgili kayıtları Sibel’in çantasına atmıştı ve Hakkı tanıklık yapma ihtimaline karşılık Sibel’i öldürmek istiyordu. Yiğit, Sibel’i hayatta tutmak için nikah masasına oturdu.

Bu sefer de Nihat’ın kardeşi Seyhan, kendi intikam planını devreye soktu. Yiğit’ten elindeki tüm işleri kendisine devretmesini istedi. Yiğit, Seyhan’ın hedefinin Kübra olduğunu düşünürken Seyhan, karnında Yiğit’in çocuğunu taşıyan Sibel’i hedef almıştı. Sibel, Yiğit için kurşunların önüne atladı ve hayatını kaybetti. Yiğit ise hayattaki en büyük acılarından birini daha yaşıyordu.

Seyhan’ın bu seferki hedefi Kübra’ydı. Kübra’nın Emir’in zayıf noktası olduğunun farkındaydı ve elindeki delilleri istiyordu. Bu olayın sonunda Emir, Yiğit’i korumak için cinayet işledi ve bir vicdan azabına hapsoldu.

Sibel’i ve doğmamış çocuğunu toprağa koyan Yiğit için yolun sonu gelmişti. Geç de olsa Sibel’in dediğini yapacak ve bu işlerden kendisini kurtaracaktı. Ama polislere teslim olmak isteyen Emir’in yerine kendisi teslim oldu ve hapse girdi. Hapisten çıktığında ise Emir’e yardım edecek ve bu işi bitirecekti. Bitirdi de, Seyhan hapse girmişti ve Yiğit için de gitme vaktiydi.

Yiğit, dört sene sonra geri geldiğinde gerçek bir aile olmayı başarabilmiş Emir ve Kübra’yı buldu karşısında… Kendisini amcası olarak bilen kızı ile karşılaşmak ise işin en zor kısmıydı.

Seyhan’ı öldürerek Sibel’in ve doğmamış çocuğunun intikamını alan Yiğit için yeni bir sınav başlıyordu.

Hakkı, bütün işleri bırakıp emekli olmak istiyordu. İşleri devredeceği kişi ise Yiğit’ti. Ama Emir’in elinde Hakkı’yı ömür boyu hapiste tutacak kadar çok delil vardı. Elif’i kaçırmıştı ve Elif’e karşılık Emir’in hayatını istiyordu. Hakkı Yiğit’e “Ya ailen ya bu hayat,” diyordu.

Şeref Meselesi’nde yolun sonuna geldik. Tüm düğüm bu akşam çözülecek, Kılıç kardeşlerden biri hayatına veda edecek. Bize bu unutulmaz hikâyeyi sunan tüm ekibe sonsuz teşekkürler!