Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Good Girls Revolt bir Mad Men değil

Amazon’da yayınlanan Good Girls Revolt, 1970’de New York’ta bir grup kadın araştırma görevlisinin çalıştıkları dergiyi fırsat eşitsizliği nedeniyle dava etmesini konu alan on bölümlük bir dizi.

Cinsiyet ayrımcılığı, her zaman, her yerde var olan bir durum ve eşitlik yolu hep pürüzler ve engellerle dolu. Evde, sokakta, işyerinde her yerde mücadeleyle geçen, bazen müthiş yorucu olabilen bir hayatımız var biliyorsunuz. Kürtaj örneğin, hükümetlerin çok meraklı olduğu bir konu, RTE’den Trump’a kadar her erkek siyasetçinin bu konuda bir fikri var. Mecliste azınlığız, yönetim kadrolarında çok az sayıda hemcinsimiz var olabiliyor.

Cindy, Patty ve Nora Ephron (evet o Nora Ephron Silkwood, Sleepless in Seattle ve daha bir sürü ünlü romantik komedinin yazarı) bir arada.

Good Girls Revolt da işte bu konulara eğilen bir dizi aslında. Ama bunu yaparken ne denli etkili pek emin değilim. 1969’da tüm dünyada kültürel devrim rüzgârları eserken ABD’deki gazeteler kuytuda kalmaya devam etmiş, sırtını bu değişime dönmüş durumdaydı. O yıllarda yalnızca erkekler yazı yazabiliyor, kadınlar ise araştırmacı olarak, destek pozisyonlarında çalışabiliyor ve ne yaparsa yapsın terfi edemiyordu. Lynn Povich’in The Good Girls Revolt adlı kitabından uyarlanan ve gerçek bir hikayeden yola çıkan dizide de işyerindeki fırsat eşitsizliğine karşı güçlerini birleştiren 46 kadının açtığı grup davası anlatılıyor.

Dizideki kurgusal dergimiz News of the Week’de kadın araştırma görevlileri ve metin yazarları aşağıda otururken, muhabirler –ki aralarında bir tane bile kadın yok- üst kattan onlara bakıyor ve buyuruyor. Yayın yönetmeni Finn Woodhouse’un (Chris Diamantopoulos) gözetimi altında işleyen dergide, her kadın araştırma görevlisi bir muhabire bağlı olarak çalışıyor. Yani aslında haberleri onlar yazıyor. Ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, haber tek imzayla yayımlanıyor. Bilin bakalım kimin?

Nora ablamız “Madem ki burada sesimi duyuramıyorum o halde yazı yazabileceğim başka bir yere giderim” diyor.

Tahmin edersiniz ki bu sinir bozucu bir durum. Diğer yandan kadınların çalışmaları lazım, dolayısıyla kovulmamak için dikkat çekmemeleri lazım. Gizli gizli buluşarak örgütlenmeye ve haklarını almanın yolunu araştırmaya başlıyorlar.

Biraz da başlıca karakterlerden bahsedeyim. Erin Darke tarafından canlandırılan Cindy, fotoğraf altı yazısı yazmaktan sorumlu. Utangaç ve ürkek Cindy, sevgisiz bir evliliğe hapsolmuşken dizi ilerledikçe değişiyor. Bir meslektaşıyla kısa dönemli bir ilişki yaşıyor, sonunda kocasını bırakıyor, hayatında ilk kez uçağa biniyor ve sonunda sesi artık daha gür çıkıyor.

Jane (Anna Camp) ise zengin bir avukatla nişanlanmadan önce biraz gazetede zaman geçirmeye karar vermiş cemiyetin önde gelen ailelerinden birinin kızıdır. Dostlar alışverişte görsün diye başladığı işini çok sevdiğini anlar ve iyi bir muhabir olmaya karar verir.

Patty (Genevieve Angelson) ise bağrında devrim ateşiyle yanan özgürlükçü  bir  genç kadındır. Fırsat tanınmadığı için istifa eden çalışma arkadaşı Nora Ephron (dizide Grace Gummer tarafından canlandırılıyor) gidişatı değiştirme yolunda Patty’ye ilham kaynağı olur.

© Rolling Stone  1970’de, 46 kadın çalışan Newsweek’i fırsat eşitsizliği ve cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle dava etmişti. Fotoğraf basın toplantısında çekilmiştir. Bu hareket büyüyerek Time, Life, Fortune, Sports Illustrated, Reader’s Digest, Newsday ve Washington Post’a sıçradı. Darısı bir gün bizim başımıza.

Good Girls Revolt, retro görünüyor, 70’lerin başında gerçekleşen olayları konu alıyor ama bir Mad Men değil. Dizi elbette zamanın siyasi ve sosyal olaylarının farkında ama tam olarak da onlara eğilmiyor. Daha çok ana karakterlerin günlük hayatlarına odaklanarak onların hayal kırıklıkları, beklentileri ve duygularına odaklanıyor. Fikir olarak çalışan kadınların hakkını araması, Vietnam Savaşı, Kara Panterler oralarda bir yerde ama uygulamada pek bir şey görülmüyor. Good Girls Revolt cesur olmak istiyor ama korkak davranıyor anlayacağınız.

Spreyli saçlar, mini etekler, şarkılar, partiler, renkler, desenler hepsi tamam ama ben isyan hali göremedim dizide.

Yine de temelinde fırsat eşitliği ve ayrımcılığa değindiği için dizinin hakkını yemek istemem. Diğer yandan kimseyi eşitliğin önemi konusunda ikna etmenin kadınların görevi olmamasını umuyorum.  Mao Zedong, “kadınlar göğün yarısıdır” demiştir. Yalnız yarısı söz hakkına sahip olan bir toplum birlikte yaşayamaz, üretemez çünkü. Birimiz baskı görüyorsak, hepimiz baskı altındayız demektir. Bu konuları korkmadan çekinmeden konuşabilmek, ekranda gündeme getirebilmek de bir şeydir.

Kadınlar tıkır tıkır çalışıyor, imzaları erkekler atıyormuş bir vakitler.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER