Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
İşte bu bizim hikâyemiz, öyle saf öyle temiz *

En sevdiğim filmler, hayvanlı filmlerdir. Lassie, Benji, Marley&Me‘yi ve türevlerini sanırım bin iki yüz kere heyecanla, suratımda kocaman bir sırıtışla, gözlerim ağlamaktan şişerek izlemişimdir. Hayvanlı filmler güzeldir çünkü bize şefkat ve sevgi konusunda çok önemli şeyler anlatırlar. Hayatta kendinizden başka bir canlıyı önemsemek, sorumluluk duygusu, karşılıksız sevgi gibi şeyler yani. Yapımcılığını Tilda Swinton ve Brad Pitt’in üstlendiği Güney Koreli yönetmen Bong-Joon Ho’nun filmi Okja da böyle bir film aslında.

Dünya güzeli Okja ve kankası Mija Güney Kore dağlarında mutlu günlerinde.

Mirando Corporation (hay Allah ne kadar da Monsanto’ya benziyor evet), üretim maliyeti düşük, doğa dostu, fütüristik gıda kaynağı kapsamında bir süper domuz türü üretir. Cin bir pazarlama hamlesi olarak bu süper domuzları dünyanın farklı yerlerindeki 26 ülkeye, geleneksel ve yerel yöntemlerle yetiştirilmeleri için gönderir. Tabii ki on yıl sonra hepsini geri toplayacak ve pazarlayacaktır. Bu süper-domuzlardan biri de Güney Kore’de dünya tatlısı bir küçük kız olan Mija’nın  (Ahn Seo Hyun) yaşadığı çiftliğe gönderilen Okja’dır.

Mija, tam nur topu gibi, ay yüzlü bir kız. Büyük babasıyla dağ başında yaşayan öksüz bir çocuk. Tek arkadaşı ise altı tonluk, hipopotam, domuz ve köpek karışımı bir tipi olan bir süper-domuz. Güney Kore’de cennet gibi bir yerde başlayan film, Mirando Corporation’ın Okja’yı Mija’dan alarak, önce New Jersey’deki korkunç laboratuvara ardından da New York’ta dünya süper-domuz festivaline götürmek istemesiyle devam ediyor.

Tilda Swinton’ın pembe kostümü Chanel’in 2015 koleksiyonundan alınma. Orijinalinde siyah olan belindeki kuşak, film için Mirando şirketinin kurumsal rengi olan yeşille değiştirilmiş. Tilda Swinton röportajlarda, Lucy Mirando karakterini canlandırırken Ivanka Trump, Richard Branson ve Marissa Mayer’dan esinlendiğini söyledi.

Elbette Mija, dev şirket mev şirket tanımıyor, Okja’yı ondan almalarına karşı çıkıyor, en yakın arkadaşını eve geri getirmeye karar veriyor ve hayvan haklarını savunan aktivistlerle işbirliği yapıyor. Zaten filmde de bize sürekli olarak Okja’nın Mija’nın en iyi arkadaşıyken Mirando için yalnızca bir ürün olduğu vurgulanıyor.

Her şey yalan sevgimiz gerçek

Tilda Swinton, doğa dostu kapitalizmin son derece samimiyetsiz yüzü Mirando Corporation’ın Yönetim Kurulu Başkanı Lucy Mirando rolünde. Lucy, geçmişi şaibeli şirketin imajını yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak allayıp pulluyor, tamamen organik doğa dostu bir şirket olduğunu kamuoyuna yutturmaya çalışıyor. Öyle şeyler vaat ediyor ki bunların gerçek olması mümkün değil ama tüketiciler ona inanmak istiyor.

Lucy çok sevilen bir TV zooloğu Dr. Johnny’yi (Jake Gyllenhaal) işe alıyor ki, bu süper domuz projesi fazla tartışma yaratmadan kabul edilsin. Dr. Johnny ise ahlaken iflas etmiş bir adam, işini ve popülaritesini korumak için herkese habire yalan söylüyor.

Aslına bakarsanız Mija’nın yolunun kesiştiği hayvan hakları aktivistleri de Mirando kadar kötü olmamakla birlikte amaçlarına ulaşmak için yalan söylüyor. Okja’nın ondan bir zaman sonra alınacağı gerçeğini saklayan büyük babası da bir ölçüye kadar yalan söylüyor. Filmde tek gerçek var ki o da Mija ile Okja’nın sevgisi.

Bu filmden sonra et yerken bir kere daha düşüneceksiniz

Bir çok insan, genetiği değiştirilmiş olsun olmasın, yemeklerinin nereden geldiğini bilmek istemiyor. Ama yönetmen Bong-Joon Ho özellikle bu konunun üzerine düşüyor ve et endüstrisinin korkunçluğunu mümkün olan her an vurguluyor. Filmi izleyenler bundan sonra dışarıda yemek yerken, alışveriş yaparken kesinlikle bir kere daha düşünecekler.

Olaylı film

Okja bu sene 70.Cannes Film Festivali kapsamında gösterildiğinde büyük olay çıkmıştı biliyorsunuz. Kurallar gereği Altın Palmiye kapsamında yarışacak filmlerin önceden Fransa’da sinemalarda gösterilmiş olması gerekiyor. Netflix platformunun yapımcılığını üstlendiği film, Cannes’da gösterildiği zaman büyük protestoyla karşılaştı.  28 Haziran’dan itibaren Netflix’de yayınlanacak olan filmin aynı anda Güney Kore, ABD ve Birleşik Krallık’ta çeşitli sinemalarda vizyona girmesi planlanıyor. Bu arada Güney Kore’de üç büyük sinema zinciri film Netflix’de yayınlandığı için filmi vizyona sokmayı reddetti.

Üzgün bakışlı, yorgun Okja. Merak etme, Mija varken sana hiçbir şey yapamazlar!

En iyi arkadaşım süper domuz Okja!

Filmin olaylı bir festival geçmişi var, et endüstrisini, çevrecilik oynayan “sürdürülebilir” laflarını ağzından düşürmeyen ikiyüzlü şirketleri sorguluyor ama bence yine esas konuya dönelim, çünkü merkezinde Mija ve Okja var.

Okja’ya süper domuz diyorlar ama hareketleri, tavırları evcil bir hayvan gibi. Tıpkı köpeğimiz, kedimiz gibi bakıyor, öyle davranıyor. Şahane görsel efektlerle köpek gibi görünmesi sağlanmış. Filmde bir sürü karakter, mekan, olay var ama en önemlisi Mija’nın Okja’ya olan sevgisiyle her şeyin üstesinden gelmesi.

Kahramanımız Mija, çetin ceviz, becerikli, uyanık, saçmalıklara tahammülü olmayan, korkusuz bir kız. Hipopotam tipli devasa domuz Okja’nın ise acılı bakışları, sonsuz bir sadakati, keskin zekası ve kocaman bir yüreği var. Ona öyle bir ruh verilmiş ki ilk baştan itibaren sevgimizi kazanıyor. Dünyanın en tatlı ilişkisini ve macerasını çocuklarınızla birlikte severek izleyeceksiniz. Bakalım kaç çocuk filmi seyrettikten sonra eve köpek alalım ismini de Okja koyalım diye tutturacak merak ediyorum

 

DEFNE AKMAN

*Söz: Ülkü Aker, Müzik: Coşkun Sabah

 

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER