Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Öpüşme meselesi: Eylül masum, Mert suçlu mu?

Mert yine zeytinyağı gibi üste çıkarken.

Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim. Mert'in, Olcay'ın kadın olduğunu söylememesini ve bunu saklamasını 'amasız bir şekilde' kınıyorum ve Eylül'ün, yayınevindeki partide Mert'e kızmakta sonuna kadar haklı olduğunu düşünüyorum (tabii Eylül o 'aile içi' partiye gerçekten Mert'e güvenmediği için gittiyse Eylül nezdinde de bir sorun var demektir, sadece merak ettiği için gittiyse ki bence öyle, diyecek bir şey yok) fakat unutmamamız gerekir ki en başından beri Mert'in kafasında acaba bu ilişki benim sevgimle mi yürüyordu sorusu vardı ve özür dilemek için Eylül'ün yanına gittiğinde aralarında geçen konuşmadan bunu kesin olarak da anlamış olduk. O konuşmada Eylül, (Uzay ile birlikte olmak için gel demedi belki ona ama) Uzay'a gel demesinin sebebini düzgün anlatamadığı için Mert de "Demek her şey benim bir hatama bakıyormuş, bu şekilde kafan karışıyorsa zaten aramızdaki hiçbir şey gerçek değilmiş" diye düşündü. Eylül kendisini iyi ifade edemediği için Mert kısmen haklıydı bu noktada. Bütün sorun Mert'in çocuk olarak görülmekten duyduğu rahatsızlıktan ve 'koca adam' olduğunu ispat etme çabasından doğdu evet ama Eylül de nişan günü partide Uzay'ı öperek ve abartılı kıskançlık tripleriyle kendini epey küçük duruma düşürmüş oldu. Eylül bu davranışıyla aslında Mert'ten çok da farklı olmadığını gösterdi. Bunu sırf Mert'i kızdırmak için yaptı fakat; seçtiği yöntem itibariyle birlikte olması gereken kişinin Uzay değil de Mert olduğunun sinyalini de vermiş oldu bence.

Sevgili Bağlan Keskin de bu haftaki yazısında durumun eşitlenmesi için Eylül de Uzay ile yatabilir demiş. Bağlan'a katılıyorum tabii ama Eylül'ün bunu ne tür bir hissin etkisiyle yapacağı da önemli. Yine anlık bir öfkenin sonucu olarak Mert'ten intikam alma amaçlı mı yoksa gerçekten içinde bulunduğu duygusal karmaşa Uzay'a karşı bir şeyler hissettirdiği için mi onunla birlikte olacak, bütün mesele bu. Eğer Mert'ten intikam almak için Uzay ile yatarsa durum gerçekten eşitlenmiş olur ama eğer ki duygusal karmaşadan dolayı böyle bir şey yaparsa bırakın eşitliği sağlamayı geri dönüşü olmayan bir yola bile girebilir Eylül ve hâttâ hem Uzay'ı hem de Mert'i kaybedebilir. Çünkü kendinden emin olmama hali Uzay'ı da Mert'i de hak etmediği düşüncesine sürükleyebilir Eylül'ü ve uzunca bir süre yalnız kalmak isteyebilir. Bu bölüm Uzay ile aralarında geçen konuşmadan anladığımız kadarıyla Eylül'ün Uzay'a dair kafasında bir soru işareti yok ama Mert'in Olcay ile yattığını öğrendiği için duygularındaki karışıklığın onu yanıltma ihtimali epey yüksek. Yine, Bağlan Keskin, yazısında Mert'in Olcay ile yatmış olmasını affedilebilir, Eylül'ün ise Uzay ile yatmış olmasının affedilemez olacağını belirtmiş. Bağlan'cım beni biraz şaşırttı bu noktada. Şimdiye kadar birçok yazısında dikkat çektiği MedCezir'in feminist yapısına biraz ters sanki bu durum (tabii MedCezir ataerkilliği bu derece yıktı mı emin değilim).

 Kelebek Koleksiyonlu Mert'i ne çabuk unuttun be Bağlan'cım...

Benim fikrimse Mert'in, Eylül ve Uzay'ın yatmasını affedilmez olarak değerlendirmeyeceği yönünde. Mert için sevgi ve aşk fiziksel temastan çok daha öte bir şey ki bunu dokuz on yıl boyunca neredeyse hiç konuşmadığı, görmediği, birlikte vakit dahi geçirmediği Eylül'ü tutkuyla sevmeye devam ederek göstermişti. Yani ben Bağlan'ın dediği gibi "Eylül, Mert'i çıkart hayatından," diyemiyorum. Tabii bu demek değil ki Uzay Eylül için yanlış bir seçim olur. Sadece Mert kadar doğru bir seçim olmaz. Daha doğrusu, Mert için hissettiklerini Uzay için de hissetmek isteyerek bir ilişkiye başlarsa hayal kırıklığına uğrayan yine Eylül olur. Çünkü Mert, Eylül'ü çok farklı bir aşkın varlığına inandırdı.

Olcay Hanım, Olcay'a dönüşürken şaşıran Uzay...

Geriye sadece Bağlan Keskin'in de dediği gibi Mert'in de 'sürüden' mi olduğu yoksa gerçekten özgün karakterli biri mi olduğu sorusu kalıyor. Yayınevinde Eylül'le ilk kavgasından sonra bir anda Olcay'ı öpmesi 'sürüden' olduğu tezini destekler nitelikte olsa da onu bu davranışa iten nedenleri incelediğimde sürüden olmadığı fikri ağır basıyor bende. Yani Mert, Eylül'le kavga etmesinin hemen ardından onu aldatmış olmak için öpmedi Olcay'ı, sadece Olcay'ın kadın olduğunu söylemeyerek çocuk olmadığını ispatlayacağını sandığı yolun sonunu görmek istedi ve en sonunda bu öpücüğün kendisine ne hissettireceğinden emin olmak istediği için öptü Olcay'ı. Büyümek ve artık çocuk olmamak denen olgunun da bu olmadığını anladı tabii bunun sonucunda.  Bu davranışından hemen sonra da Olcay'ı öptüğünü Eylül'e itiraf etmesi de hem kendisini bu sürüden ayıran nedensellikteki farkı hem de Mert'in özgün karakterli biri olduğunu kanıtlar nitelikte bence.


Tüm bu yazdıklarımdan vardığım sonuç ise Mert'in, "sen daha çocuksun" gibi sözler duymayı bir kompleks haline getirmiş olduğu. Bu anlamda, en başta annesi Ender'in (toprağı bol olsun) Mert'e sürekli on yaşında çocuk muamelesi yapmasının, Selim'in, Sedef'in ve kısmen de olsa Suzi'nin onu bir yetişkin olarak kabul edememelerinin payı büyük olsa da bu kompleksin esas nedeni Mert'in tam olarak karakterinin oturmamış olması ve bir birey olamamasıydı. Mert'in, kendi özgün karakteriyle barışması ve kendisini, kendisi olarak kabul etmesi için çıkması gereken bir basamak vardı ve zor da olsa o basamağı çıktı. Keşke farklı bir merdiven kullansaydı Mert de hem kendisi hem de Eylül bu derece zarar görmeseydi.

Bağlan Keskin'e sevgiler...

Not: İçimden bir ses, (aklıma yalan söylemiş olması için bir neden gelmiyor ama) Mert'in Eylül'e "ben Olcay ile yattım" demesinin yalan olduğunu söylüyor. Uzay da cidden çok olgun davrandı. Hele de "Mert de zaten seni üzecek bir şey yapmamıştır" dediği an. 

1 2 3 4 5
Sercan Tezcan
04/05/2015 11:00
YORUMLAR




DİĞER HABERLER