Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
EGO Ajans'ta kaos, kargaşa, alev, kan, gözyaşı
EGO semalarında aylardır beklediğimiz kaosun pimi 29. bölümün son on beş dakikasında çekildi, koridora atıldı. İşte aradığımız kaos, işte dişe diş, kana kan ortam! Aylardır türlü olayların altındaki ateşi harladığı ve artık kaynamakta olan kazan, sonunda taştı. Sezon finali tadında bir sonla kapanan bölümü, aslında haftaya romantiklikle başlamış olan Serkan çıldırarak bitirdi. Yine Dicle'den aldığı optimizmle haftaya kedi gibi ve ümitle başlayan Barış da çıldırıp buraları terk ederek haftayı sonlandırdı. Çıldıran çıldırana bir bölümdü desek yalan olmaz ama çıldırana değil, çıldırtana bakmak lazım. 
Kapıya geleni kovan Ayla adlı bir kaynana klişemiz var ki, söyleyecek sözüm yok. Açıkçası ortalık karıştırıcıların hangisinden daha fazla nefret edeceğime de karar veremiyorum şu an: Ayla mı, Beren mi yoksa Ömer mi daha sinir bozucu diye soruyorum, ama an itibariyle ipi Ayla göğüslüyor. Dicle'yi kolundan tutup dışarı atışını unutamıyorum, sokaktan geçene bile yapmazsın bunu ya. Hiç insan tahlil edemediği gibi, oğlunu da hiç tanımayan bir kadın olarak, zaten yükselmiş olan Barış'ı iyice dellendiren tipik bir Türk annesi Ayla. Geçen bölüm Barış'ın kendisine ettiği ağır laflarla üzüldüğünü ve bir mini aydınlanma yaşadığını sanmıştım ama yok, olmamış. Yani Beren'i de ilk defa gördün, Dicle'yi de; neden birine inanıp diğerini önyargılarınla tamamen dışlıyorsun? Bir anlamsız ve motivasyonsuz kötü de bu; başta Beren var tabii. Peride'nin Beren'e dair şüphelerinin -neyse ki- peşini bırakmaması ve Gülin'i görevlendirmesi ile, yeni tatlılık abidemiz Gülin'in planlarına şahit olduk. Sünger gibi içerek Beren'i sarhoş edip ağzından laf alması bir de bunları kaydetmesi gözlerimizi yaşarttı. Pis çiyan Beren artık zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkamayacaksın, günlerin sayılı! Son anda bir karmaşa ile ses kaydı da Serkan'a gitti, aslında bir an korkmadım desem yalan olur çünkü deneyimli bir Türk dizisi izleyicisi olmak, tüm olayların bağlı olduğu ses kaydının düşük olasılıklı bir kazaya kurban gidip silineceğinden korkmayı gerektirir. Kayıt silinmedilm ve bakalım Serkan bu konuda ne yapacak? Kendi oyuncusu olan Beren'i korumak için bu kaydı örtbas eder mi? Bize aylardır entrikanın tillahını yaşatan Beren'in, öyle böyle değil, rezil-ü rüsva olmasını, sokağa çıkamayacak hale gelmesini Karma'nın dengesi için istiyorum. 
 
Kendini bu kadar koyverip depresyon çarşafının altına giren Barış'ın bu hale gelecek kadar olaylardan etkilenmesini hem biraz abartı buluyorum hem de anlıyorum. Her şey üst üste geldi; Ömer trolün allahı, evde bir cadı var anne yerine ama aşkısı, bu kadar etkilenme artık ya... Fakat hep söylediğim gibi, Barış kendini değersiz gören bir genç. Çocukluk travmalarının sonucu olarak, kendini bir şeylere layık görmüyor, özgüveni de psikolojisi de sağlam değil. Bu yüzden bir çok şey üst üste gelince dağılmaya çok müsait. Önceki bölümde annesine söylediği gibi, zorlu durumlarla "nasıl baş edilir" bilmiyor ve maalesef yardım etmek isteyenleri de kendinden uzaklaştırıyor. İlk bölümlerde burada yazdığım Özetliyorum'larda Barış'tan atarlı ergen diye bahsediyordum, bu bölüm tam olarak atarlı ergen olmuştu.
Feris'e destek olmak için yarışırken aralarında bir arkadaşlık oluşuyor gibi görünen Çınar ve Serkan, Dicle'ye de güzel güzel mentorluk yapıyordu ama Serkan'ın gizli planları öğrenmesiyle aralarındaki ipler gerildi. Serkan her açıdan ihanete uğramış hissediyor ve de haklı. Böylece, aylar önce EGO'ya gelerek başlattığı planını yeniden yürürlüğe koyacak ve EGO'yu dinamitleyip bizim dört kafadarı piyasadan silmeye çalışacak gibi. Gelecek bölümde Ceyda isimli fettan ortak rolünde Özge Borak da diziye dahil oluyor. Güzel bir enerji katacağından eminim. Serkan ilk andaki sinirini attıktan sonra savaş boyalarını sürüp planını yapmış ve sessiz ve derinden gidecek gibi görünüyor. Feris'le ilişkilerinin ve bebeğin basına düşmesi neye hizmet edecek, neden haber değeri taşıyor bunu anlamadık ama Mr. Tahtacı'nın gelecek adımlarını bekliyoruz.
 
Serkan gibi Peride de ihanete uğramış hisseder diye düşünüyorum, çünkü iki bölümdür Feris ve Çınar'a ısrarla ne oluyor diye sorup duruyordu ve ona da yalan söylemişlerdi. Sonra Perideciğim, Feris'in bebeğini "bebeğimiz" diye sahiplendi; şimdi "E hani biz bir aileydik" diyerek kızmak hakkıdır. Kıraç'ın hiç kimseye kızma hakkı yok, o susup oturabilir. Tüm bunlar olurken, neyse bari Dicle ve Kıraç arasında heyecanlı bir şeyler oluyor diyorduk ki, aniden hüviyetinde yazan köpek balığı ibaresini hatırlayan Kıraç kızına bir küçük kazık atarak onun da köpek balığı genlerini tetikledi. Gerçekten güzel oldu, ikisinin de hassasiyetlerini ve bencil taraflarını, hırslarını ve hatalarını görmek, birbirleriyle çatışmalarını izlemek çok zevkli. Dicle, Kıraç'ın oyununu Cahide'ye sadece "insanlık namına", etik dışı olduğunu düşündüğü için mi anlattı, yoksa yenilmeyi kabullenememesi de bir etken miydi? Tam o sırada diğer tüm olaylar patladığı için, bu yarım kaldı biraz. Ayrıca sadece bu konuda değil, Beren'in yaptıkları aşikar olunca da çok daha haklı bir çatışma daha izleyeceğiz DicKır arasında. Ne diyelim, hevesle bekliyoruz!
 
Serkan ve Feris'in tatlılığı yine bizi kalplerimizden vurdu. Hamile partnerine çilek, karpuz, yeşil erik gibi banal şeyler arayan fakirler kenara çekilsin; devir, Serkan Tahtacı gibi havyar, kumquat, sushi, hatta kömür ve beton getirerek işi sağlama alanların devri artık. Sorumluluklarından kaçmayacağını gösterdin Serkan, tebrikler. Şimdi de Melisa ile olan bağlarını koparmanı bekliyoruz. Çınar'a kızarken "Feris'e olan duygularımı buna karıştırma!!!" deme alfalığına da ayrıca bayıldığımı bil.
 
Bu bölümde sadece otuz saniye yan yana gördüğümüz DicBar'ın gelecek bölümde tutkulu bir şekilde barış yapmalarını bekliyorum. Canım tutkulu çiftim; 25 bölümdür aranızdaki çekimden etraf yandı, ama size hala lololo yazıyorlar. Birlikte gördüğümüz tek sahne de Barış'ın zıvanadan çıktığı ana denk geldi, ama neyse ki birbirlerini çok kırmadılar yine de. Barış'ın önce bağırıp sonra gelenin Dicle olduğunu görünce şok olduğu anı sevdim, Dicle de ona takılmadı zaten. Ama Ayla cadısı, ah o cadı, kalbini kırdı kınalı kuzumun. "Bizi rahat bırakkk!" dediğin oğlun hakkında en ufak fikrin yok be kadın! Sinir ettin bizi. Bu arada, her bölümde çıtayı daha da yükselten Aydın Havas, bu bölümde hem kardeşini silkeleyip kendine getirmede hem de annesine karşı yengesini savunmada harika performans gösterdi, bkz: "O kız değil adı, anne, Dicle. O kız deyip daha da sinirlendirme şu çocuğu". İşinin gücünün arasında bir de Birleşmiş Milletler'e bağlı arabuluculuk faaliyetleri yürüten Aydıncığım kendi aşk hayatı ile ilgilenemiyor. Bak, aylardır Meral'le bir arpa boyu yol alamadılar.
Stand up yapmak isteyen ünlü oyuncu hikayesiyle Sedef Avcı'yı, menajeri Çınar'ı çıldırtır ve sonra da bedavaya satarken izledik. 10/10 oyuncu kaprisi izlemek güzeldi de Sedef Avcı'yla Barış Falay'ı yan yana getirmemek büyük basiretsizlik olmuş. Ezel hayranları için eski günleri yad etme hevesi vardı, kursağımızda kaldı. Ah Menajerimi Aracım, sen de bunları kullanmazsan... Stand-up hikayesi dahilinde, aynı zamanda Hatırla Sevgili'nin Lale'si olarak da hatırladığımız komedyen Meltem Parlak ile komedyen Barış Balkır'ı ve Kıraç'la Dicle'nin boğaz boğaza gelmesine sebep olan yazar hikayesinde de Ebru Karanfilci'yi izlemek çok güzeldi.
 
Son olarak, önceki hafta çok erken kaybettiğimiz değerli oyuncu Rasim Öztekin'i zarif bir şekilde, tiyatro sahnesinde andığınız için teşekkürler, Menajerimi Ara.
 
MERVE DENİZ
YORUMLAR




DİĞER HABERLER