Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Festival ajanı harekete geçiyor

İstanbul’u yaşanılabilir kılan nadide şeylerden biri olan Film Festivali cumartesiden itibaren şehri ele geçirecek.

Pek çok insan için bu önemli iki hafta.

Sinefil olmak o kadar da kolay bir şey değildir. Şimdi söz sırası Godard’da. Çekil kenara Demirkubuz.

Bu yazıyı buraya kadar okuyan sizlerin de sadece izleyici olarak kalmaması, bir şekilde bu festivalin içinde olması lazım. Festival dedikleri şey sadece iki film işaretleyip, gündüz seanslarına denk getirmeye çalışmak demek olmamalı.  

İşte bu yüzden bu festivalde ilk kez içeride bir ajan olacak. Ve bu ajan sayesinde kapılar ardında dönen püfür püfür dedikodulara da uzanacaksınız.

Bravo!

İşte şimdi sizler de 34. İstanbul Film Festivali’nin kapalı kapıları ardına uzanmaya hak kazandınız.

Festivalin başından sonuna kadar gün be gün burada neler olduğu, neler konuşulduğu, kimin kime göz süzdüğü, yetişemediğiniz yerlerde neler döndüğünü, bir de filmlerle ilgili taze taze kritikleri öğreneceksiniz. Partilerde de olacağız, konuşmalarda da... Yemeklerde de, hit filmlerde de...

Çok fazla şey beklemeyin. Bu dedikodular basın gösteriminde poğaçaları en çok Atilla Dorsay yedi düzeyinde olacak.

Kısa, tadımlık, küçük patlamış mısırlar gibi....

Ama festival ruhu dedikleri o şeyi (sanırım Hülya Uçansu’nun ruhu oluyor), bir de böylesine izlemek fena olmaz herhalde.

Kahveler hazır, Frigolar buzluktan çıktı mı İstanbul?

O zaman başlıyoruz.

YORUMLAR




DİĞER HABERLER