Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kelebeğin ömrü bir gün
Sezon: 1 Bölüm: 9
Karanlığın içindeki o ışık.
 
Kurt Seyit ve Şura, Tina ve Nermin Bezmen’in sohbeti ile başladı. Geçtiğimiz bölümün özetini Tina’nın ağzından dinlemek gerçekten çok hoş bir fikirdi. Böylece seyirci hikâyeyi daha kolay anlayabilir ve hatırlayabilir, hafızaları tazelemek adına da çok güzel ve tatlı bir uygulama olmuş.

Bu hafta Seyit ile Şura’nın en büyük sınavlarından birini vermelerine şahit olduk. Onlar sınavlarını verirken, bizlerin kafasına da bir soru yerleştirdiler: Birini sevmek, gerçekten O’na koşulsuz güvenmeyi gerektirir mi? Şüphesiz ki sevgi, güveni de beraberinde getirir fakat bir insana “koşulsuz” güvenmek O’na kendini teslim etmekten başka bir şey değildir. Bu nedenledir ki Seyit’in, Şura’nın kendisine “koşulsuz” güvenmeyi öğrenmesini istemesi bana bir hayli tuhaf geldi. Bana güvenmesini, benimle ilgili her konuda kendisini güvende hissetmesini istiyorum –ki Şura da zaten bundan farklı bir şey hissetmiyor ve yapmıyordu- dese anlayacaktım ama büyük bir hiddet ile kendisine koşulsuz güvenmesini istemesi olmadı. Şura zaten, Seyit’i Barones’in evinden çıkarken görmesine rağmen sorgulamamıştı. Çünkü Şura, “Seyit yaptıysa ve bunu bana açıklayamıyorsa gerçekten geçerli bir sebebi vardır,” diye düşündü. Buradan bile Şura için Seyit’in ne demek olduğunu anlıyoruz zaten. Fakat Şura böyle düşünürken Seyit’in ilk sallantıda “Ben Şura için babamdan helallik alamadım, ailemi karşıma aldım,” diyerek bunu öne atması hiç hoş değildi. Bu Seyit’in içinden bir parçanın Şura’yı suçladığının göstergesiydi ki benim de en çok korktuğum şey buydu. Neyse ki Şura hem çok düşünceli hem de çok gururlu bir kadın. Seyit’e Lola’yı ikinci kez sormayacak kadar gururlu, babasıyla ilgili hassasiyetini yüreğinin en derininde yaşayacak kadar düşünceli ve hassas.

Bir mutluluk.

Bin çaresizlik.
 
Seyit’in aşkı, duyduğu öfke ve pişmanlığı bastırdı, Ali Dayı’nın da telkini ile geleceğindeki tek aydınlık olarak gördüğü Şura ile evlenmeye karar verdi. Öncelikle söylemek istiyorum ki; kitapta cevap bulamadığımız “Neden evlenmiyorlar?” sorusuna çok güzel bir cevap olmuş ve bu olayın altını dolduran çok güzel bir kurgu olmuş Seyit’in nikâh günü kaçırılması. Hikâye açısından belki de en muallâkta kalınacak mevzu çok güzel bir şekilde kotarılmış. Ve evlilik teklifi sahnesi gerçekten çok ama çok tatlı bir sahneydi. Farah Zeynep Abdullah Şura’nın o heyecanını öyle güzel yansıttı ki o an yanımda olsa boynuna atlayıp tebrik edecektim, Kıvanç Tatlıtuğ ise Seyit’in o mahcup teklifini öyle güzel canlandırdı ki beğenmemek elde değil.

Şura’nın en mutlu günüydü ve hatta Şeref Otel’de son zamanlarda yaşanan en umut dolu gündü. Gelinliğinin içinde öyle güzeldi ki Şura ve uzun zaman sonra bahçesinde yeniden açan çiçekler eşlik ediyordu kendisine, Şura çiçeklerin arasında kanat çırpan bir kelebek gibiydi. Dokunduğun an incinecekmiş gibi narin ve göz alıcı şekilde güzel. Fakat gel gelelim ki Seyit ve Şura’nın arasında dolaşan gölgeler bırakın azalmayı, günden güne daha da artıyordu. Bizim dokunmaya kıyamadığımız Şura, sert bir rüzgârla yine karanlığa savrulmuştu. Seyit, Petro’nun en acı oyunlarından birinin kurbanı olmuştu ve Lola ile birlikte bir gemiye konulmuş, ölüm fermanına doğru yol alıyordu. Şura ise güzel yüzünde beliren hüzün ile birlikte, çaresizce Seyit’i bekliyordu. Seyit ise hayatının en büyük çaresizliklerinden birini yaşıyordu.

Petro’nun, Şura’yı sevmediğine hala adım gibi eminim. Evlilik mevzusunu öğrendiği anda kendisini kaybetmesini de yine aşka değil, savaşında yaşayacağı mağlubiyet duygusuna yordum ben. Petro’nun, Seyit’in hiçbir şekilde mutluluğuna tahammülü yok ve yanında Şura olduğu sürece hep bir şekilde mutlu olacaktı. Şura’yı Seyit’ten uzaklaştırırsa hem Seyit’e hayatının en büyük acılarından birini yaşatmış olacak hem de önüne ödül olarak koyduğu Şura’ya bir adım daha yaklaşacaktı.

Hangi çılgın Celil’e zincir vuracakmış?
 
Celil’in bu derbeder hali, her zamankinden daha ilgi çekici geliyor. Bu hafta yine Billy’ye attığı o kutsal yumruk ile gönlümdeki tahtını daha da bir –yaptığı espriyi görmezden geliyorum- sağlamlaştırdı. Fakat hala Güzide ile aralarında herhangi bir yakınlaşma gerçekleşmiş değil, Yahya’nın varlığında gerçekleşmesi çok zor görünüyor zaten. Çok sakin görünen Yahya, yavaş yavaş dikenlerini çıkarmaya başladı. Güzide, Celil’e olan ilgisini o kadar saklayamıyor ki Yahya doğal olarak Celil’e karşı bir savunma mekanizması oluşturdu. Celil’in, Güzide’yi nasıl fark edeceğini hala merak ediyorum ve hala bu konu ile ilgili hiçbir teorim yok.

Ayşe’nin bir insanı sevebilmesi bana o kadar uzak geliyor ki. Kafasında sürekli hesaplar döndüren, her şeyin en kötü tarafından bakan bir insanın sevmek gibi bir olguyu yüreğine yerleştirebilme ihtimali gerçekten çok az. Ayşe’ninki olsa olsa basit bir takıntıdan öteye geçemez. Şura ile ilgili de sürekli olarak çevreye fesatlık tohumları ekmesi de beni yeterince itiyor zaten. Alya ve Petro ise her bölüm biraz daha çekiliyorlar birbirlerine. Biran önce ikisi arasındaki ilişkiyi izlemek istiyorum, nasıl bir olay örgüsü ile birbirlerine bağlanacaklarını çok merak ediyorum. Yusuf ve Tina ise gerçekten çok güzel bir ikili oldular. Özellikle Yusuf öyle güzel bir karakter olmuş ki, izlerken içimi sızlatıyor ve belli ki Tina’ya da gerçekten değer veriyor, Tina da O’na. Bu çocuk Tina ile birlikte mutlu olur umarım, öyle temiz yürekli ki.

Korku, telaş, merak.
 
Nereye varacağı bilinmeyen, ucu karanlık bir yol daha.
 
Kurt Seyit ve Şura’nın bir bölümünü daha böylece geride bıraktık. Seyit ve Barones’in bir şekilde Rusya’ya gitmekten kurtulacaklarını biliyoruz, önemli olan nasıl ve kim tarafından olacağı. Hazır Seyit’ten kurtulmuşken tekrar Şura’nın yanına koymayı göze alabileceğini düşünsem “Petro göz boyamak için bunu da kullanacak,” diyeceğim ama bence hiç böyle bir mevzuya girmez. Ne varsa Celil’de var diyorum ve kendisini kurtaran Seyit için derhal kolları sıvayacağını düşünüyorum.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR