Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Mum gibi durma öyle, bana aşkını söyle!
Sezon: 1 Bölüm: 10

İlk kahvaltılarını deniz kenarında odun ateşinde pişmiş simit ile yapan Defne ve Yalın beni sekiz sene öncesine götürüyor. Aşka aşıkların dizi Yalancı Yarim’de de Tarık ve Naz’ın flört dönemlerinde Naz “Çok seviyorum, yani çayı ve simidi,” diyerek gizliden gizliye Tarık’a olan aşkını itiraf etmişti. Bu sahnede de öyle bir şeyler bekledim ama olmadı tabii. Defne bu, Laz damarı tuttu, söylemiyor aşkını! O sustukça da el kızları bal görmüş arı gibi üşüşüyorlar Yalın’ın çevresine.

Sahilde kahvaltı ederlerken yanlarındaki banka oturan kızlar Yalın’a bakıyorlar, bakmakla da kalmıyorlar kendi aralarında çekiştirip gülüşüyorlar. Zamane kızlarında utanma da kalmamış, Defne’nin de dediği gibi eve unuttular herhalde çıkarken. Yine iyi sabretti Defne, ben muhtemelen kendimi tutamaz kızların saçlarını başlarını birbirine bağlardım herhalde. O sadece sinirli bir şekilde laf dalaşına girip, Yalın’ın arabasına binmekle yetindi, kendi arabasını orada unutarak evet! Aşk işte, akıl mı kalıyor?

Şirkette Çınar ve Yeşim Barutçu Gemicilik yazılımı için çalışıyorlar tatlı tatlı atışıp. Tam onlar şirketten çıkarken Yalın ve Defne geliyor şirkete. Defne’nin abisinden saklanma çabaları ise insanı gülümseten cinsten. Tabii ki bir sonuç alamıyor bu çabalardan. Yalın ve Çınar içten içe gülerken bir yanda da kızların durumu kurtarmaya çalışmalarını izliyorlar. Defne korkusundan yine nefes almadan konuşarak abisini püskürtmeye çalışıyor ve koşarak uzaklaşıyor ortamdan. Yeşim, Defne’nin çok üstüne gittiği için sevgilisini azarlarken Çınar’da Yalına sözde hesap soruyor Yalın da çok rahat bir şekilde Defne’nin sevgilisi olduğunu söylüyor. Yeşim panikten ne yapacağını şaşırıp sanki ağzından çıkan kelimeleri yerine geri sokabilecekmiş gibi çat diye kapatıyor Yalın’ın ağzını.

Genç adamların kavgaya tutuşmadığını görünce bir şeyler olduğunun farkına varıyor. Yalın ve Çınar da gülerek birbirleriyle iddiaya tutuşuyorlar Yeşim’in durumu ne kadar zamanda çözeceği ile ilgili. Yeşim, Çınar’ı haksız çıkartmayarak hemen kavrıyor durumu. Çınar ve Yalın bu dakikalarda gözüme dünya şekeri gözüküyorlar. Yani hep öyleler tabii ama arkadaş gibi konuştukları zamanlar daha bir tatlılar.

Çok uzun sürmüyor bu tatlılık, illa ki bir nazar boncuğu niyetine tersleşiyorlar Yeşim’de onların bu dengesizliğine anlam veremeyim söylene söylene kaçıyor yanlarından. İkisi baş başa kalınca da gayet medeni bir şekilde el sıkışıp vedalaşıyorlar. Mahalleyi inleten ikinci kahkaham da bu anlara tekabül ediyor. Bu dengesizlikleri hep böyle devam etsin. Hem aşkın karşısında boyunları kıldan ince hem kardeşlerinin aşklarında korumacılık içgüdüleri devreye giriyor. İtişip kakışırken argo konuşmalarını kesinlikle tasvip etmiyorum ama o tatlı atışmaları çok hoş. Lanlı lunlu konuşmaları da bir bitirebilirlerse çok güzel olacak. Özellikle de Toprak!

Pembe Sultan, Doruk İdris’in ayağındaki küçük sakatlığı fırsat bilip planlar hazırlayadursun diğer yanda Leyla ve Toprak ise karmaşaların içinde kaybolmuş durumda. Leyla, Defne’yi kurtarabilmek için bağıra çağıra kavga ettiği “eski eşine” koala gibi sarılmıştı hatırlarsanız bölümün başında. Bir de maşallah dekolteli kıyafetleri her daim şehvetten tutuşacakmış gibi konuşmaları, gecelik ile apartmanda salınmaları, bir otrişi bir şuh kahkahası eksik Yeşilçam’ın abartılı feminen karakterlerinden… Toprak’ı baştan çıkartmak için yapıyorsa doğru yolda. Tabii ki istediğini giyebilir, gezebilir ama azıcık daha dikkatli olsa keşke. Toprak’ın sürekli söylediği “ayrı dünyaların insanları” sözü geliyor aklıma bir de. Yeşim’in kıyafetlerinde etek boyundan kıstıkları kadar pullu gelin Leyla’nın degajeasinden  almışlar.

Bir de şirketteki kızlar var tabii. Damla’nın annesi ile yaptığı planlara göre yeni hedefleri Deniz Aras! Çapkınlığı ile ün salmış Deniz Aras, yeni arkadaşı Ezgi ile bir durgunluk döneminden geçiyordu önceki bölümlerde. Önce Ezgi’yi stalker sanması ve korkması sonrası Ezgi’nin peşinden koşması ile tekno çapkınlık ünvanını bırakmıştı bildiğiniz gibi ama Damla ve annesi bu konuyu çözememiş olacaklar ki yine yanlış ata oynuyorlar.

Patronunun “göz”üne girebilmek için üstten üç düğme açmalar, üst raflara çıkarken etek çekiştirmeler falan. Hele o sekreter Burcu! Gördükçe çıldırıyorum. Vardır böyle insanlar, olabilir tabii de onların seçimi bu ama çok matah bir şeymiş gibi gösteriliyor olması açıkçası beni biraz rahatsız ediyor. Yani çalıştıkları yer bir yazılım şirketi, playboy malikanesi değil diye biliyorum ben. Elbette giyimlerine özenecek dikkat edecekler ama bu biraz aşırı geliyor. Belki de benim abartmam, bilemiyorum yine de…

1 2 3 4 5
Öykü Sevinç
04/09/2015 23:29
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR