Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Yanlış sapağa girdin Mavi!
Sezon: 1 Bölüm: 26

Ve Emre Kınay. Bilmiyorum bu kadar derinleştirip izliyorum diye mi, her hafta, “Tamam bu jübilesi, artık bundan daha iyisi olamaz, bundan daha fazla diken diken edemez tüylerimi, bundan daha fazla üşütemez beni Haluk,” derken her seferinde daha iyisi geliyor önüme. Ben ağzım açık izliyorum. Bir hareket falso olsa ya, bir hareket hiç olmamış o sahneye desem ya, yok olmuyor. Deniz Dargı ve Cenk Boğatur’un aklından kelimelere dökülen Haluk ve Ali, Emre Kınay ve Tolga Sarıtaş’la buluştuğunda, muazzam sahneler çıkıyor ortaya. Sanıyorum artık hepimiz hemfikiriz bunda. Keza Hande Erçel de öyle. Bu kız adım adım tırmanıyor zirveye, her yeni haftada mutlaka bir şey ekliyor kendine, Selin’in uçarı halleri, Ali için ağlayan, Haluk’a karşı duvar gibi duran Selin’e böylesine sağlam, dolu bir şekilde geldiyse Hande Erçel’in payı çok büyük. Hangi birinizi ne için alkışlayacağımı şaşırdım, hangi abartıyı eklesem eksik kalıyor, geri siliyorum yazdıklarımı, ben yazamıyorum ama siz anlayın.

“Adımlarım, özürlerim bitti! Benim kendime inancım kalmadı!” 20 yıldır inandığım ne varsa hepsi yıkıldı, dolayısıyla ben ayakta kalamadım. 20 yıldır oğlum diye bağrıma bastığım benim kanımdan değilmiş, dolayısıyla ben dimdik duramadım. Altta yatan kaç kelime çıkar bir cümleden? Çekiştirsek ucunu şu yorganın daha kaç hayal kırıklığı çıkar altından? Haluk kendini suçlamaya karar verdiğinde, haklı mıydı? Bence hayır. Bu hikayenin günah keçisi Haluk değil. Haluk’un tek suçu baba olmayı öğrenememiş olması. Hoş geriye dönüp bakıldığında, oğlunu ardında gözü yaşlı bırakmaya kıyamayıp, geri dönüp alan bir baba var, geceleri ağlayarak uyandığında altın saçlı çocuk, saçlarını okşayarak sakinleştiren bir baba var. Haluk ne ara elinde kemeri, bu kadar acımasız bir babaya dönüştü, sebebi neydi yani? Görmeliyiz. Elinden gelenin en iyisini yaptı Haluk, sınırlarını zorladı ama Ali’ye geç kaldı. Ali’yi, gözyaşlarımızı, duygularımızı bir kenara alır, mantık çerçevesinden düşünürsek, o silah patladığında kurşun ya Haluk’a ya Sevilay’a denk gelecek gibi. Ya da mantık çerçevemizi zorlarsak ama bayağı bir zorlamadan bahsediyorum, Selin gelecek ve kurşunun hedefi o olacak. Her iki halükarda da, Ali hedefi bir daha kendine doğrultmanın yanına bile gidemeyecek. Göreceğiz. Haluk’un içinde bulunduğu bir kilit nokta daha var ki, Güneş. 26 bölümdür,bir gittik bir geldik, ikizler dedik önce sonra Peri. İlk akla gelen her zaman doğru işte. İkizler Haluk’un kızları. O ağız dolusu ‘kızım’lar boş yere değilmiş yani. Zafer’e bir türlü ısınamayaşımız, ondaki o donukluk da buradan geliyorumuş. Bu kısımla ilgili istemeden aklımın uçuştuğu bir sahne var: Teknede tecavüze uğradığını anlatan Güneş ve paramparça olan Haluk. Açıp izleyin, başka bir şey demiyorum. Rana ketum duruşundan ödün vermeyecek gibi hissetsem de, bu sırrın ortalığa saçılması öyle bir 26 bölüm bekletmeyecek diye düşünüyorum. Siz mendilleri kutu kutu mu, paket paket mi alıyonuz, n’apıyosanız yapın bence, istifleyin bir kenara daha çoooook lazım olacak zira.

Güneş Hanım’ın en acilinden bir kursa yazılması lazım, Davranış bilimleri 101. Asla ve kat’a bilmiyor nerede, kime, nasıl davranması gerektiğini. Bir bildiği Haluk, bir gördüğü Haluk. Tabii ki yanında olacak, sahip çıkacak, koruyacak, kollayacak, ama kızlarının önüne alırsan Güneş’çiğim orada fikir ayrılığı yaşarız işte seninle. O kızdığın, bağırdığın çığırdığın Selin senden daha iyi yetişiyor her şeye, en azından herkese. Güneş’i anlamaya çalışmayı ben bir beş - altı bölüm önce bıraktım, yoruldum çünkü. “Haluk öyle biri değil, Haluk öyle bir şey yapmaz,” diye başladığı her konuşmada tükendim, yıldım. Bu kadar güven, gerçeği öğrendiği an silinecek, hiç güvenmemiş gibi ileriye bakmaya çalışacak. Ama zor. Bu kadar güçsüzken, ayağa kalkman çok zor Güneş’çiğim.

1 2 3
Buse Savaş
15/12/2015 18:49
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR