En büyük problem risk alma korkusu. Saturday Night Live efsanesi düz komik Seth Meyers’ın sunucu olarak seçilmesi nasıl bir törenle karşılaşacağımızın göstergesiydi esasen. Çok klasik Amerikan erkek komedyenlerde sıkça karşılaştığımız mümkün olduğunca politik doğrucu, “Punchline’ı bekliyorum işte geldi!” tarzı, doğası gereği sağa sola kaçmayan yapısıyla idare etti sadece.

Aday gösterme konusunda evet, ama ödül verme konusunda asla şaşırtmaz TV Akademisi, konformizminin en net örneğidir hatta. Komedi kategorilerinde de yontulmamış odunluğunu gözler önüne serdi. Modern Family üst üste beşinci kez Emmy kazanarak Frasier’ın rekoruna ortak olurken, kimse kategorideki en komik dizi olan Silicon Valley’nin suratına bakmadı mesela.

Drama’da TV altın çağını yaşıyor gerçekten. Nitekim aday olan diziler son yılların açık ara en güçlü kategorisiydi; bunun en önemli nedeni yüksek bütçeli prodüksiyonların yanı sıra, hatta belki daha önemlisi risk alan yapımların izleyici tarafından karşılık bulması. Komedi kategorisi ise tam tersine vasatlıkla boğuşuyor. Emmy’lerin komedi dallarında Modern Family’den şaşmaması Akademi’nin yerinde saydığının bir numaralı göstergesi.Ty Burrell’in yerine Tony Hale’ın Emmy kazanmamış olması gecenin diğer mikrokozmosuydu. Öte yandan Dreyfus, Jenney ve Parsons’a çok da bir itirazım yok.

Formüllerden ve yerleşik kodlardan da pek kurtulamaz Emmy’ler. Örneğin en iyi sezonunu çıkaran Louie’nin senaryo ödülünün bir sus payından ibaret olduğunu herkes anladı: “İyi iş çıkarıyorsun ama bizim için fazla alternatifsin” mesajından öte değildi.

Eleştirmenlerin bayağı beğendiği ama seyirciye pek de geçmeyen True Detective’in ödüllerde yönetmenlik dışında tamamen göz ardı edilmesi de çok beklenmeyen bir durum değildi. Zaten dramadaki ilginçlikler başka taraftaydı. Televizyon tarihinin en kusursuz oyunculuklarından birini sergileyen Peter Dinklage’ın, ve hatta en güçlü sezonuyla popülerliğini arttıran Game of Thrones’un Emmy’lerde karşılık bulamaması Akademi’nin risk alma korkusuna delalet.

Gecenin Breaking Bad’e elveda törenine döneceğini de tahmin ediyorduk, Emmy’nin de hiç şaşırtası yoktu bizi zaten. Doğruya doğru, overrated’lığın kitabını yazan Matthew McConaughey’in ödülü çok daha fazla hak eden Bryan Cranston’a kaybetmesi gecenin en tatmin edici anıydı.