Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Bir Bakire’nin Günlüğü

image


 

Bu Tarz Benim bakiresiyim. Öyle aman popüler kültürden uzak durayım, iyice hipster’a bağlıyım, bu kadar avamlık bana fazla gibi dertlerim olmadı. Akşam tekrarları saat 11’de sanırsam, o saatler Lost’la dolu, Cumartesi akşamları ise Arkadaşım Hoş Geldin. Zaten BTB’nin ortada benim daha önce rastlamadığım bir twitter fenomenliği durumu var. NBA takip eden 40 yaşında evli barklı adamdan, hayatı alternatif rock dinlemekle geçmiş 21 yaşındaki üniversite öğrencisine kadar herkes burada. İnsan merak ediyor ister istemez.

Merak sadece motivasyondur, harekete geçmesi için de hafif bir ittirme gerekir. O ittirme de Cuma akşamı Sevgili hanımın en yakın arkadaşı Gözde’den geldi. Gece tamamına ermek üzereyken başladı Bu Tarz Benim muhabbeti. İş çıkışı yolda izliyorlarmış, çok eğleniyorlarmış. Eğlence anlayışı farklı herkeste, insanı kolay yakalayacak bir tabir değil esasen. Hayatı boyunca yabancı dizi dışında bir şey izlememiş, Gültepe’den Şentepe diye bahseden Gözde başlattı anlatmaya: “Nur Yerlitaş’ın kuşları var, Nurella mı bir şey diyorlar ona, neden bilmiyorum. Kuşlarını konuşturuyor arada. Yarışmacıların hepsi ayrı çirkef. Kesin casting’ler zaten. Birbirlerine laf sokup sonra halay çekmeye başlıyorlar. Kuaför bir çocuk var o da jüri. Pitbull’dan Ahmet Kaya’ya geçiyorlar. Yarışma falan yok ortada, halaya gelmişler.”

Sürrealizm varsa ben de varım. Çirkeflik varsa ben de varım, hele bir de karşılıklı aşağılamadan sonra halaya geçiliyorsa daha ne olsun. Ben ki korku filmlerine bayılırım, hele ki bir de çok kötü korku filmiyse daha da bayılırım; kendini ciddiye almayan program varsa ben de varım. E Cumartesi de Eleme Gecesi mi ne öyle bir şey varmış, dedim ben bunu izlerim o zaman.

Çaylar bitmiş, rakıdan geçilmiş, Zeki Müren güzel güzel söylerken, ayaz kesmeye başlamışken, loş ve başak sarısı bir ışığın altında, kandırıldım anlayacağınız.

Aşağıda yazanlar Bu Tarz Benim izlerken yazdığım günlükten alınmadır:

20.00 Hazırım. Özetin uzun süreceğini tahmin ediyorum. Stüdyo ilgi çekici, hâlbuki renkler konusunda başarısız bir yayıncılık geçmişimiz olduğu kesin. Jüri masası tahmin ettiğim kadar komik, bir menemen testisi havası var. Ön sevişme olarak bakıyordum bu özet olayına ama Bu Tarz Benim’de öyle bir şey yok galiba? Direk aksiyona daldılar çünkü. Neyse, alışma süreci, denize girerken tsunami çarpması gibi oldu ama olsun.

20.15 İsmine aşina olduğum Özlem diye bir kadın stüdyoda nişanlanmış. Yanındaki adam da dünya yakışıklısı, insan kendinden küçük biriyle evlenebilir tabii ama Özlem çocuğun komşu teyzesi gibi görünmese iyi olurmuş. Bülent Ersoy’un evlendiği adamlarla durduğu gibi görünüyorlar sahnede. Gerçi öbür yarışmacılara bakıyorum da Özlem herkesin teyzesi gibi duruyor.

20.30 Car car konuşuyorsun deyip duruyor birbirlerine yarışmacılar. Yalnız yarışmacıyı yarışmacıya yorumlatmak çok efsane fikir. Yemekteyiz’in 10 tık üstü. Konseptin en önemli başarısı bu şu ana kadar.

20.38 İkilemelerle devam ediyorlar birbirlerini yorumlamaya nedense. Favorilerim janjan ve cancan. Öyle konuşuyormuş bir tanesi.

20.43 Programdaki en önemli şey nasıl konuştuklarını betimlemek. Mesela kadınlardan biri hep el-kol olarak konuşuyormuş. Elkol diye süper kahraman olur bence.

21.15 Program sanıyorum başladı. Balkona sigara içmeye çıkmıştım ki döndüğümde “İlle de Roman olsun” çalıyordu, sonra Ivana Sert çıktı. Oynadılar. Ciguli’yi mi anıyorlar yoksa günün konsepti Romanlar mı çözemedim. Gerçi şu ana kadar neden-sonuç bağlantısı aramamayı öğrenmiş olmam gerekirdi. Bu arada sürekli baloncuklar dolanıyor etrafta. O deterjanla köpürtülüp ucunda yuvarlak olan çubuktan üflenen baloncuklardan. Makine falan da yok ortada, sanırım bu iş için birilerini tutmuşlar. Küçükken benim baloncuk çubuğum kiremit rengindeydi.

21.23 Olur da yarışma yapımcısı olursam kesin Öykü Serter’e sundururum. Müthiş bir enerji. Kadın hakikaten çok başarılı, ne anlattığını hiç anlamadım ama olsun. “Alırım bi’ dal” falan dedi. Dal alınmış zaten belli.

21.24 Baloncuklar geri döndü, yanlarında da alev makinesi eşlik ediyor, Nur Yerlitaş arz-ı endam etmiş ama kafasında patates filesi var. Her şey hayal ettiğim gibi şu ana kadar.

21.25 Pazardan alınmış simli pullu kıyafetlerle geldi yarışmacılar. Dolayısıyla hiçbirine yakışmamış. Konsept assolistler galiba. Bir konsept aramaktan vazgeçmenin vakti geldi, niye kasıyorsam kendimi.

21.27 Seda Sayan çıktı ortaya. Kendisini gerçekten takdir ediyorum. Yani bu kadar acıya ve zorluğa rağmen hala dimdik ayakta. O kadar botoks ameliyatı eşittir acı ve zorluk demek değil mi? Gerçekten helal. Ağzını oynatabiliyor.

21.36 Ülkemizin kadrolu moda programcısı I see you baby Şeykindetez Uğurkan Erez de orada tabii ki. Uğurkan Erez hep sabit, moda programlarını onun üstüne yapıyorlar.

21.43 Konsept romanlar, assolistler falan değil efsanelermiş. Ezgi Baylar diye biri çıktı, bildiğin siyah çuval geçirmiş üstüne. Ben hemen anladım Zerrin Özer olduğunu. Arkadan bangır bangır çalmasına lüzum yoktu. Bütün jüriler de çaktı 5 puanı. 5 puan iyi galiba çünkü Ezgi çok sevindi.

21.51 Gizem Güler’i ben Gülşen zannettim ama Ajda Pekkan’mış. Gülşen mi o diye sordum, hanım bana güldü. Yalnız Gizem şarkıyı öğrenip gelse iyi olacakmış. Neyse o da kaptı beşleri. Bu puanlar herhangi bir işe yarıyor mu hiçbir fikrim yok.

22.00 Ayşegül Doğan, İbrahim Tatlıses olmuş, göğüs kılları tamam hatta parmak kılları detayını da atlamamış, acayip karikatürize bir İbrahim Tatlıses çıkmış ortaya. İşte aradığım tat buydu. Aradığım tat bu demişken Ayşegül çiköfte dürüm yapıp Nurella’ya verdi. Fark ettiyseniz ortama ısındım Nurella diyorum. Jüri de Ayşegül’ü medeni cesareti için tebrik etti. İnanılmaz bir medeni cesaret gerçekten.

22.17 Yılmaz Morgül, Yılmaz Morgül olmuş. 5 tam puan.

22.26 Bir anda Bizim Mahalle şarkısıyla herkes dans etmeye başladı.

22.50 Aycan Şencan, Seda Sayan olmuş. Gözlerini pörtletmesinden r’lerin üstüne basıp 3 r gücünde okumasına kadar her şey tamam. Aşırı renkli makyaj, kırmızı elbise, sahne hareketleri, elbisesini savurması hep fevkalade. Yalnız ben yavaş yavaş kaybediyorum programa olan ilgimi. Biraz kalite çıtası yükseldi gibi. Hani benim sürrealizmim?

23.04 Jüri Seda Sayan taklidini abartı buldu. E Seda Sayan’ın her şeyi abartı, taklidi de abartı olacak tabii ki. Konuk olmasa hiç böyle bir muhabbet dönmezdi birbirimizi kandırmayalım.

23.21 Gözlerini kocaman açan Meltem diye biri çıktı. Programda hiç öyle çirkeflik atışma kapışma falan yok. Nurella’yla Seda Sayan bir ara öpüşecek gibi oldu, onun dışında aksiyon da yok.

23.29 Nur Bozar’la Özlem’e geldi sıra ama benim dayanma gücüm bu kadarmış. Ya ben beceremedim, ya da bugünkü program vasattı. Her ilk sefer gibi bu da hayal kırıklığıydı belki kim bilir. Bir gün tekrar karşılaşana kadar, bu tarz şimdilik sizin olsun.

YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI