Zaman zaman vakit buldukça ve hobi olarak yabancı dizi çevirisi yapan birisiyim. Başladığından beridir, yani iki yazdır Graceland'i ben çeviriyorum; üçüncü sezon onayını da aldı hatta. Birkaç gün önce akşam yemeğim sırasında Fox Crime Türkiye’de Graceland olduğunu fark ettim. İkinci sezon beşinci bölüm. Geçen sezon bilerek bundan kaçmama rağmen nasıl çevrilmiş merakım bu sefer ağır basınca açtım ve yerken izlemeye başladım. Gülümseyerek de izliyordum valla; hiç beklediğim kadar tuhaf olmadı. Zaten Fox Crime’a sempatim de vardır, severim kendilerini.

 Ama izlemeye devam ederken ve yemeğim de bitmemişken bir sahnenin ‘kesildiğini’ fark ettim. İlk kez izleyenin anlamayacağı bir şekildeydi ama ben çevirdiğimden anlamış bulundum. Sahne bir kızın (Lucia), gay sandığı bir adamın (Johnny) aletine pantolon üstünden elini atarak gay ‘olmadığını’ anlaması üzerine. O sahnenin tamamındaki diyalog çevirisi yazın çevirirken çok hoşuma gittiğinden sahnenin gittiğini anlayınca hafif bozuldum tabii. Yine de TV’ye yedirilememesine bir şey diyemedim, başımızda RTÜK amca var malum… Ancak düşündüm, aynı bölümde ondan sadece bir dakika öncesindeki Carlito ve Johnny’nin, yani iki erkeğin arasındaki öpüşme sahnesini de kesmeden yayınladılar. Valla ciddi bir merak, bu sansür kurumu ve editleme işi neye göre çalışıyor kuzum?

Yılbaşının yaklaşmasıyla diziler yok olmaya devam ettiğinden yenilerde tabii ki kıtlık var. Geçen Salı Black Mirror Noel Özel bölümü yayınlanmıştı ve diziyi tavsiye etmiştim. Ondan beridir kayda ‘belki’ değer denilebilecek bir The Wrong Mans adlı İngiliz dizisinin ikinci sezonunun başlaması oldu, o dereceyiz yani…

Bir de bugün Amazon’da obuacı Blair Tindall’ın aynı isimli otobiyografisinden uyarlanan Mozart in the Jungle isimli bir dizi başlayacak. Özellikle tavsiye değil ama ‘seks, uyuşturucu, klasik müzik’ üçlüsü bir arada bana uyar derseniz falan bir bakın, fena olmayabilir. Beğenirseniz bu sefer siz bana anlatırsınız.

Geçen haftanın yazısında dizilerdeki yeni ve önemli bazı kadro haberlerinden bahsetmeyi planlıyorum demiştim. Başlayalım bakalım:

1) Örümcek Adam’ın Mary Jane’i Kirsten Dunst da TV’ye geliyor… Fargo’nun ikinci sezonuna katıldı. Jesse Plemons da bir diğer oyuncu.

2) Ryan Murphy American Horror Story oyuncularını yeni dizilerine dağıtmaya başlıyor sanırım: Sarah Paulson, ilk sezonu O.J. Simpson davası üzerine kurulu American Crime Story’de, Emma Roberts da Scream Queens’te yer alacaklar. İlkinden şurada, ikincisinden şurada biraz bahsetmiştim. Crime’ın içinde başrol O.J. olarak Cuba Gooding Jr. ve onun avukatı Robert Kardashian (Kim’in de babası olan) rolünde David Schwimmer (Friends) da var. Paulson ise savcı olacak.

3) Scream (Çığlık) film serisinden uyarlanacağı kesinleşen dizide, ilk filmde Drew Barrymore’un oynadığı karakter Bella Thorne’a yar oldu.

4) Daha önce şurada bahsini geçirdiğim Marvel-Netflix ortaklığıyla gelecek dört süper kahramana dair diziler serisinde, Marvel’ın Luke Cage adlı kahramanını Mike Colter’in oynayacağı açıklandı.

5) Glee’deki üç bölümlük konukluğunu saymazsak Sex and The City’den beri TV’ye iş yapmayan Sarah Jessica Parker’ın uzun bir boşanmanın hikâyesinin anlatılacağı yarım saatlik bir dizi için HBO ile anlaşmaya yakın olduğuna dair bir haber çıktı. Umarım kesinleşir.

6) Hannibal’da Mason Verger’i canlandıran Michael Pitt diziden ayrılmış, yerine Joe Anderson gelmiş. Basına yansıyan, ayrılık kararının oyuncunun isteği olduğu.

7) Suits’in Jessica Pearson’ı Gina Torres, ikinci yarısında Revenge’e birkaç bölümlüğüne gelecek.

8) The Vampire Diaries’in Lexi’si Arielle Kebbel HBO’nun Ballers’ına katıldı. Emekli veya kariyeri devam eden bir grup sporcunun yaşadıkları üzerine. Dwayne Johnson da kadroda. 2015’te başlayacak.

9) En son Arrow’da izlediğimiz Manu Bennet ve The Carrie Diaries’in Sebastian’ı Austin Butler, MTV’nin onay verdiği Shannara isimli kitap uyarlaması fantastik türdeki diziye katıldı. Arrow demişken, Marc Singer de birkaç bölümlüğüne ona katıldı.

10) Mad Men’in helvasını daha kavurmadık ama Christina Hendricks, Showtime’ın hazırladığı Roadies adlı diziye girdi. Henüz onay almadı ama alırsa izleyeceğiz. Kadroda ayrıca Luke Wilson, Imogen Poots, Keisha Castle-Hughes ve Peter Cambor da var. Konusu: Rock müzik turuna çıkan bir grubun ve üyelerinin gün be gün yaşadıkları. January Jones da Last Man On Earth dizisine girmişti.

11) Showtime’ın daha önce onay verdiği Happyish’in kadrosuna Carrie Preston (True Blood, The Good Wife) katıldı. Philip Seymour Hoffman rahmetli olunca yerine Steven Coogan gelmişti; ayrıca Ellen Barkin de kadroya katılmıştı. Konusu: Mutluluğu bulma yolunda yaşadığımız mutsuzluklar üzerinden bir kara mizah öyküsü.

12) Showtime’a iyi girdik: Wall Street’in gerçek yüzü üzerine hazırlanan Billions adlı dramaya Maggie Stiff katıldı. Daha önce Homeland’in Brody’si Damien Lewis, David Costabile ve Paul Giamatti de katılmıştı.

13) Oyuncu/şarkıcı Rick Springfield ikinci sezonda True Detective’in kadrosunda. Skid Row’un solisti Sebastian Bach ise Galavant’a konuk olacakmış, belki lazım olur.

14) CSI NY’un Adam’ı A.J. Buckley, Murder in The First’ün (TNT) ikinci sezon kadrosuna ana karakter olarak girdi.

15) Blair Underwood, Melinda May karakterinin eski kocası olarak birkaç bölümlüğüne Agents of Shield’e geliyor.

16) Sevgili Jaime Murray şeytan rolünde Sleepy Hollow’da yer alacak.

17) The Originals’ta Haley’i oynayan Phoebe Tonkin, Stalker’ın 14. bölümüne konuk gelecek.

18) Charlie Sheen, Ferris Bueller’s Day Off (1986) adlı filmde oynadığı polis merkezindeki oğlan ‘rolüyle’ hikâyesi 80′lerde geçen The Goldbergs’e konuk olacak. Kim bilir nasıl…

19) The Tomorrow People’ın Cara’sı Peyton List, Wenthworth Miller’ın oynadığı karakterin (Captain Cold) kardeşi olarak The Flash’a konuk olacak.

 Bu haftanın ekstralarındaysa –üsttekilerden sonra hala var yani söylemediğim- şunlar var:

- Geçen Salı’nın yazısında sanki aynı dönemi beklemişler gibi beş oyuncudan bebek haberi yazmıştım. Yazının çıktığı gün Transparent’ın Ali’si Gaby Hoffman’ın doğum haberi geldi. Yetmedi, Kristin Bell ve eşi Dax Shepard ikinci çocuklarına sahip oldular.

- İki sezon süren NBC’nin müzikal dizisi Smash’i hatırlayanınız umarım hala vardır. Dizinin merkezindeki Marilyn Monroe konulu Bombshell adlı müzikal, yardım için bir geceliğine New York’ta sergilenecekmiş. Belli olmasa da programı uygun olan oyuncuların katılması da bekleniyormuş.

- Kablolu kanallardan HBO, reyting oranlarını ertesi gün içinde yayınlamaktan vazgeçiyor. Artık yapmayacakmış. Bunun lacivertini bir süredir FX de uygulamaya başladı. Umarım ulusal kanallar bu yoldan gitmezler… Reytingler kalp ben.

Efendim bu haftalık da böyle oldu. Haftaya, yani yeni yıla girmemize ramak kala görüşürüz…