Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
KÖŞE YAZISI
Happy Valley; Çaresizlik ve elem

“Ben Catherine Cawood. 47 yaşındayım. Boşandım. Eskiden eroin bağımlısı olan kızkardeşimle birlikte yaşıyorum. İki yetişkin çocuğum var; biri öldü, diğeri benimle konuşmuyor. Bir de torunum var. Yani, durumum karmaşık. Şimdi, sen anlat biraz bakalım” . Happy Valley’nin açılış sahnesinde intihar etmeye çalışan bir adama müdahale eden polis ana  karakteri kendi ağzından böylece tanımış oluyoruz.

Happy Valley,bir BBC yapımı. Senaryosu Sally Wainwright’a ait olan dizi, Nisan 2014’te BBC 1’de gösterildi. Şu anda Netflix’ten izlenebiliyor. Dizinin ikinci sezonunun çekimleri ise 2015’te başlayacak.

Yorkshire’da geçen dizi,kapalı bir toplumda vicdan muhasebesi sürecini işliyor. Tarz ve hissiyat olarak, Top of the Lake, Broadchurch ve Fargo gibi küçük kasabalarda geçen karanlık öyküler sınıfına giriyor. Ana hikâye, muhasebeci Kevin’in, bıçak kemiğe dayanınca patronun kızını fidye için kaçırmak üzere kasabanın belalı adamlarıyla işbirliği yapması ve bir polisin onların peşine düşmesi etrafında dönüyor. Happy Valley’nin belki ilk bakışta öyle çığır açan bir konusu yok ama önemli olan hikâyeyi ustaca anlatması. Daha açılış sekansında ana karakterin kendini tanıtmasından, Happy Valley’nin derli toplu bir drama olacağı ve açıkta hiçbirşey bırakmayacağı belli. Dizide çok bilindik temalar olmakla birlikte öyle ayrıntılar ve beklenmedik gelişmeler oluyor ki, insanı koltuğuna mıhlıyor. Beklenmedik olaylar ise, karakterlerin ilerlemesinden çok içlerine dönmesine yol açıyor ki dizinin lezzeti belki de bundan kaynaklanıyor. Onların kaçınılmaz sonuna tanık olurken her biriyle ayrı bir yakınlık kurmanızı sağlıyor.

Happy Valley, çaresizlik ve elem hakkında bir dizi. Tüm karakterler de bundan kendi payına düşeni alıyor. Catherine Cawood, kendi dertleri olan, köşeli, hayatını işine adamış bir polis. Özel hayatı ise eski kocası, torunu ve kız kardeşi Claire etrafında dönüyor. 40lı yaşlarının sonunca, kızının trajik ölümünün ardından torununu kız kardeşi işe birlikte yetiştiren bir kadın. Kızının ölümüne neden olmakla suçladığı Tommy Lee Royce’un hapisten çıktığını öğrenince huzursuzlanır. Yine de ana hikaye, patronu tarafından önemsenmediğine inanan dargın muhasebeci, Kevin’in uyuşturucu çetesiyle kendisine zam yapmayan patronunun kızının kaçırılması için işbirliği yapmasıyla ilerliyor. Durum tıpkı Fargo’da olduğu gibi daha da karmaşıklaşarak kontrolden çıkıyor.

Happy Valley’de karakterler, kat üstüne kat çıkarak, yavaş yavaş inşa ediliyor, oya gibi ince ince işleniyor. Kızları fidye için kaçırılan Gallagher ailesi bir yanda, haklılığına inanmış muhasebeci Kevin ve karısı bir yanda hepsi kendi ahlaki ikilemini yaşıyor. Fidye için işbirliği yapan Kevin örneğin neredeyse karşılaştığı herkese kendisinin o kadar da kötü biri olmadığını ispat etmeye çalışıyor. Muhasebeci Kevin’in işin içine girdiğinde ne denli ciddi olduğunu görünce vazgeçmek istemesi, ilk başta neredeyse kalpsiz olduğuna inandığımız patron Gallagher’ın giderek daha sempatik ve insani görünmesi, tüm bunlar ustaca planlanmış. Karakterlerin geçmişleri hakkındaki bilgilerin parça parça zamanla verilmesi, Gallagher’ın kızını fidye için kaçıranların arasında Cawood’un kızının tecavüzcüsünün olduğunu sonradan anlamamız, yay gibi kurulmamızı sağlıyor.

Dizinin başarısı, gerçek dünyada karşılaşabileceğimiz karakterler yaratarak onlara inanmamızı sağlamaktan kaynaklanıyor. Dünyanın her yerinde böyle hikâyeler duyar, görürüz. Dizinin son bölümlerinde ise, tecavüzcü ve katil Tommy Lee Royce’un insani tarafını da görüyoruz. Bir karakteri canavar olarak anlatmak işin en kolay yoludur. Happy Valley ise, zor olanı seçiyor, eylemleri karakterlerin içinde köklendirerek anlatıyor. Tommyi tanımaya başladıkça, geçmişi ve güdülerini de anlamaya başlıyoruz. Mahvolmuş, son derece hasarlı bir genç adam; güdük kalmış ümitleri, hayalleri ve duygusal ihtiyaçları olan biri olarak daha etten kemikten biri olarak zihnimize ve kalbimize nüfuz ediyor.

Catherine Cawood karakterinin sevilmesinin sebebi yalnızca Tommy Lee Royce’un canına okuyacak kadar sağlam olması değil, iyi bir büyükanne olmasının yanısıra yetkin bir polis profili sergilemesi. Miss O’Brian olarak Downton Abbey’den tanıdığımız Siobhan Finneran’ında , eski bir eroin bağımlısı olan, zor günler yaşamış, bilge ve olgun kız kardeş performansı harikulade.

Happy Valley izlerken, gerildim, üzüldüm, ağladım. Karakterlerin her biri için ayrı dertlendim. Kötü oyunculuklar, özensiz yapımlar ve sığlıktan bıktığım bir zamanda imdadıma yetişti. Hararetle tavsiye ederim.

YORUMLAR




DİĞER KÖŞE YAZILARI