Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Azimli Bay Arduç

“Sette oturduğum bankı öpen kardeşimin duygu yoğunluğunu anlayabiliyorum ama çok değil, iki-üç sene sonra, geriye bakıp ne yaptık öyle diye güleceğini düşünüyorum.”

Dudak ısırmak karakterin hareketi

Onun oyunculuğuyla ilgili yorumları okuduğunuzda bir şey dikkatinizi çekiyor: Dizi boyunca dudaklarının ıslak olması, dudak ısırması çok konuşuluyor. “Nedir bu dudak olayı?” diyorum. Gülüp “Şöyle bir durum var,” diye başlıyor: “Dizide canlandırdığım Ömer’i bundan sonra oynayacağım karakterden ayrıştırmak için bir şey bulmak zorundaydım. Sonuçta ben aynı Barış’ım, fizyolojik olarak çok değişme şansım yok; jest, mimik ya da tikle ayrıştırmak daha kolay geliyor. Ömer’de de dudak ıslatıp konuşma gibi bir şey bulduk. Bu da güzel hizmet etti karaktere. Kimine seksi geldi, kimine itici. Ama itici gelenler genelde erkekler olduğu için hoşuma da gidiyor. Onlara itici gelsin, kadınlar sevince sorun yok.”

Hayran kitlesi arasında beklenildiği gibi Araplar da var. Yazın Lübnan’da ödül alacakmış. Instagram’daki yorumlarda da Arap hayranlarının çokluğunu görüp şaşırıyor.

Festival filminde oynamak

Bu yazı boş geçirmek istemiyor fakat kafasına uygun bir film projesine rastlamamış henüz. “Nuri Bilge Ceylan ya da Zeki Demirkubuz filminde rol almak gibi ihtirasın var mı?” diye soruyorum: “Hastalık boyutunda değil ama festival filmlerinde yer almak herhalde her oyuncunun isteyeceği bir şeydir. Çünkü orada biraz daha hikayenin içinde oluyorsunuz; sizin görüntünüzden çok filmin hikayesi, yönetmenin mahareti mevzubahis; o durumun içinde olmak çok hoşuma gider. Aslında festival filmi, gişe filmi diye ayırmak bence çok manasız ama Türkiye’de öyle bir çark oturmuş vaziyette. Sadece paraya çevirmek için çekilen filmler ve dert anlatan filmler diye ayıralım biz. Derdi olan, role isminiz cisminizle değil de kabiliyetle yön verebileceğiniz konusunda destekleyen bir yönetmenle, onun inandığı bir hikayenin içinde olmak beni mutlu eder. Öyle planlarım da var zaten.”

Ne diyebiliriz ki; madem Barış Arduç’u Türkiye’nin Ryan Gosling’i belledik, “dert anlatan” filmlerin de üstesinden gelecektir elbet. Biz de merakla izleyeceğiz.

Burak Kuru’nun röportajı ve Emre Ünal’ın fotoğrafları GQ dergisinin Nisan sayısında yayımlandı.

1 2 3 4 5

06/04/2016 15:24
YORUMLAR




DİĞER HABERLER